KARACAOĞLAN (1606 - 1702)


Karacaoğlan'ın yaşamıyla ilgili kesin bir bilgi yoktur. Yaşamı hakkında araştırma yapanlar, Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi'nin hatıra defterini kaynak göstermektedir. Hamdi Efendi, Varsak köyünde 1876 da hatıra defterine şu satırları yazmıştır:
"Malum ola ki Karacaoğlan Varsak karyesinde dünyaya gelüp babası Türkmen aşiretinden Kara İlyas, fakir-el hal olmağla sayd-ü şikarla taayyuş eder olup 1013 (M .1604) tarihinde Kozan dere-beylerinden Hüsam Beyin sayıl namıyle tut-kap asker devşirdiği hengamda İlyas dahi tutulup götürülerek orada gaip olduğu için lakapları Sayıloğlu kaldığı ve el- yevm karyei mezbur hanedanı Sayılzade Mehmet Efendi'den anlaşılmıştır. Karacaoğlan'ın ismi Hasan olup öksüz büyümüş. Vechen karayağız ve fakir çocuğu olduğu için buna Karacaoğlan denülüp böylece anıldığı. Karacaoğlan delikanlı iken munis ve zeyrekliği hasebiyle ol vaktin karye ağalarından serdengeçti Osman Ağa Karaca Oğlan'ı evlatlık şekliyle diğer fakir bir aile kızıyle teehhül ettirmiş ise de kız hor ve çirkin olduğundan Karacaoğlan babası gibi Sayıl askerliğine tutulacağını anlayup yirmi dört yaşında Varsak'tan firar-la mekanın gaip ederek, encam Maraş'ta Zülgaroğlu (Zülkadir olacak) Hüsam Bey' in himayesinde altı sene teehhül ümidiyle kalıp, teehhül ümidi münkesir olunca ora-dan müfarekatla yine geşt-i diyara başlayıp on dokuz sene sonra vatanına gelmişse de fazla barınamayıp elli beş yaşında Tarsus tarikıyla tekrar geşt-i diyara der-ban oldu-ğu".
Karacaoğlan'ın doğum tarihini 1606 olarak kabul eden araştırmacılar, ölüm tarihinde anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi, Karacaoğlan'ın 96 yaşında öldüğünü yazmıştır. Kendisinin Güney Anadolu'da yaşayan Türkmen aşiretinden olduğu daha doğrusu İçel'li olduğu muhakkaktır. Şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla kendisi pek çok yer gezmiş, aşkı ve tabiat sevgisini yaşadığı hayatı, çağının konuşma dili ile öz türkçe olarak işlemiş ve anlatmış bir halk şairidir. Nereli olduğu üstüne değişik görüşler öne sürülmüştür. Bazıları Kozan Dağı yakınındaki Bahçe ilçesinin Varsak (Farsak) köyünde doğduğunu söylerler. Bazıları da Osmaniye ili Düziçi ilçesinin Farsak köyünde doğduğunu söylerler*. Gaziantep'in Barak Türkmenleri de, Kilis'in Musabeyli bucağında yaşayan Çavuşlu Türkmenleri de onu kendi aşiretlerinden sayarlar. Bir başka söylentiye göre Kozan'a bağlı Feke ilçesinin Gökçe köyündendir. Batı Anadolu'da yaşayan Karakeçili aşireti onu kendinden sayar. Mersin'in Silifke, Mut, Gülnar ilçelerinin köylerinde, o yöreden olduğu ileri sürülür. Bir menkıbeye göre de Belgradlı olduğu söylenir. Bu kaynaklardan ve şiirlerinden edinilen bilgilerden çıkarılan, onun Çukurova'da doğup, yörenin Türkmen aşiretleri arasında yaşadığıdır.
Adı bazı kaynaklarda Simayil, kendi şiirlerinden bazısında ise Halil ve Hasan olarak geçer. Akşehirli Hoca Hamdi Efendi'nin anılarına göre Karacaoğlan yetim büyüdü. Çirkin bir kızla evlendirilmek, babası gibi ömür boyu askere alınmak korkusu ve o sıralarda Çukurova'da derebeyi olan Kazanoğulları ile arasının açılması sonucu genç yaşta gurbete çıktı. İki kız kardeşini de yanında götürdüğünü, Bursa'ya, hatta İstanbul'a gittiğini belirten şiirleri vardır. Yine bu şiirlerinden anlaşıldığına göre, Bursa'da ev bark sahibi oldu, evlat acısı gördü. Anadolu'nun çeşitli illerini gezdiği, Rumeli'ye geçtiği, Mısır ve Trablus'a gittiği de sanılıyor. Yaşamının büyük bir bölümünü Çukurova, Maraş, Gaziantep yörelerinde geçirdi.
Karacaoğlan, içten ve sade sözleriyle kendini öyle bir sevdirmiştir ki; 1625 yılından bugüne kadar unutulmamıştır. Gelecek kuşaklar da onu unutmayacaktır. Sebebi de ağdalı bir dil olan İstanbul Osmanlıcası yerine, Anadolu'da halkın günlük konuşma dili olan Türkçeyi kullanmasıdır. Karacaoğlan'ın halk dilini kullanması, halkın da ona sahip çıkmasına neden olmuştur. Karacaoğlan'ın halk arasında bu kadar sevilmesi, zamanın ünlü şairlerini bile kıskandırmıştır.
Benim çocukluğumda, "Karacaoğlan'la Karakız" gibi kitaplar çok satılır, çok okunurdu. Karacaoğlan şiirleri nesilden nesile türkülerle aktarılan bir nevi sözlü edebiyat olmuştur. Yaşlılarımız, Karacaoğlan'ın bir kaç şiirini ezbere okurdu. Anadolu'nun bazı köylerinde, Karacaoğlan'ın bir şiirini dahi ezberleyip okuyamayana kız bile vermezlerdi. Bu yazıyı 30 Ekim 1990 tarihinde Karacaoğlan için yazdığım bir şiirle bitiriyorum:

KARACAOĞLAN

Asırlara sığmaz ünü,
Çağlar aşar Karac'oğlan.
Her şiiri bir türküdür,
Halkla yaşar Karac'oğlan.

Curasını alır ele,
Bülbül gibi gelir dile.
Hiç bitmeyen bir aşk ile,
Dolup taşar Karac'oğlan.

Ala gözlü dilber için,
Yanar durur için için.
Gönül güzel sever, niçin?
Sorup şaşar Karac'oğlan.

Hak'tan gelen emre uyar,
Güzellikten hep haz duyar.
Dolaşır o diyar diyar,
Dağlar aşar Karac'oğlan.

Kar yağınca Elif diye,
Ak gerdanda zülüf diye,
Türkü okur sevgiliye,
Aşkla coşar Karac'oğlan.

Her güzele kul olsa da,
Yine sever dul olsa da.
Padişah kızı olsa da,
Alıp, boşar Karac'oğlan.

Dertlenince durgun olur,
Feleğine kırgın olur.
Sevdiğine vurgun olur,
Yâre koşar Karac'oğlan.

Zeki Çağlar

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ZEVKİM ARTAR GELİR GÖNLÜMÜN ŞANI


Zevkim artar, gelir gönlümün şanı,
Sevdiğim benimle olduğu zaman.
Defolur da gider gönlümün gamı,
Yar gelip yanımda güldüğü zaman.

Söyledikçe lezzet vardır sözünde,
Gece gündüz tüter iki gözümde.
Hüda emri ile mah yüzünde,
Ak güller açılır güldüğü zaman.

Aşkın ateşi de sinemi deler,
Divane gönlümü gahi şad eyler.
Sanırım vücudum cennette gezer,
Yârimi koynuma aldığım zaman.

Karac'oğlan der ki: Vücudum yandı,
Asilzade aslı, hörüdür kendi,
Sandım ki gökten bir melek indi,
Kolların boynuma sardığı zaman.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BİRE YALAN DÜNYA - 2


Yürü bire yalan dünya!
Senden murat alınır mı?
Pek dolukmuş humar gözler,
Buna çare bulunur mu?

Hem okudum hem de yazdım,
Yalan dünya senden bezdim.
Dağlar kovuğunda gezdim,
Yitik yavru bulunur mu?

Bahçelerde biter nergis,
Ben ağlarım gece gündüz.
Seher vakti doğan yıldız,
Yitik yavru bulunur mu?

Karac'oğlan ağlar, gülmez,
"Hâlin nedir?" diyen olmaz.
Giden yavru geri gelmez,
Yitik yavru bulunur mu?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BİRE GÜZEL YÜRÜ!


Yürü bire güzel yürü!
Has bahçeler seyran yeri.
Gelmez oldun dünden beri,
Küskün müsün akça gelin?

Kaşları siyah karadan,
Seni halk etmiş Yaradan.
Şimdi ne geçti aradan?
Küskün müsün akça gelin?

Selâm verdim, almaz oldun,
Kadir, kıymet bilmez oldun,
Dünden beri gelmez oldun,
Küskün müsün akça gelin?

Yangın Karac'oğlan, yangın,
Yüksek değil gönlüm, engin.
Gül yüzlerin döngün döngün,
Küskün müsün akça gelin?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BİRE YALAN DÜNYA


Yürü bire yalan dünya!
Sana konan göçer bir gün.
İnsan bir ekin misali,
Seni eken biçer bir gün.

Ağalar içmesi hoştur,
O da züğürtlere güçtür.
Can kafeste duran kuştur,
Elbet uçar gider bir gün.

Âşıklar der: Ne olacak?
Bu dünya mamur olacak.
Osmanlı Halep alacak,
Dağı taşa katar bir gün.

Yerimi serin bucağa,
Suyumu koyun ocağa,
Kafamı alın kucağa,
Garip anam ağlar bir gün.

Yer üstünde yeşil yaprak,
Yer altında kefen yırtmak.
Yastığımız kara toprak,
O da bizi atar bir gün.

Bindirirler cansız ata,
İndirirler tuta tuta,
Dünyadan yol var ahrete,
Yelgin gider salın bir gün.

Karac'oğlan, naaşıma,
Çok işler geldi başıma.
Mezarımın baş taşına,
Baykuş konar, öter bir gün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çalar

YÜRÜ BİRE GÜNDÜZLÜ'NÜN OVASI!


Yürü bire Gündüzlü'nün Ovası!
Hani seni seyran eden melekler?
Görem dedim gül yüzlümün yüzünü,
Göremezsem bu dert beni helekler.

Kapısında kara kullar olduğum,
Ateşinde sararıp da solduğum,
Gam yemezdim ben bu dertten öldüğüm,
Dolansa boynuma akça bilekler.

Suya gider, çenberine bürünür,
Yel estikçe top zülüfler bölünür,
Geriden baktıkça Suna'm görünür,
Siyah zülfü mah yüzünde kalaklar.

Senden gayri yâr sevmedim vallaha,
Getir el basayım Kitabullah'a.
Gece gündüz yalvarırım Allah'a,
Hak yanında kabul olsun dilekler.

Karac'oğlan der ki: Bilmedim n'oldum?
Aşka düşeli de sarardım soldum.
Yaylayı, gölleri gezdim, yoruldum,
Issız kalmış av ettiğim salaklar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BİRE BULGAR DAĞI!


Yürü bire Bulgar Dağı!
Hemen dağlar sende m'olur?
Yaylalı, sümbüllü yurtlar,
Büyük evler sende m'olur?

Eteğinde kervan işler,
Yükseğinde döner kuşlar.
Kürk giydirir, at bağışlar,
Yaman beyler sende m'olur?

Yaylası ufak tepeler,
Yağmur yağar, kar sepeler.
Kulakta altın küpeler,
Nazlı güzel sende m'olur?

Karac'oğlan, düz ovalar,
Şahanın keklik kovalar.
İnil inil taş yuvarlar,
Koca seller sende m'olur?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BİRE YÜRÜ ANTEP İLLERİ!


Yürü bire yürü Antep illeri!
Senin yakışığın yazınan gelir.
Başı top top olmuş eğri peçeli,
Gelinler karışmış kızınan gelir.

Haydi oğlum haydi, yoluna yürü,
Alaz alaz olmuş dağların karı.
Gayet güzel olsa yiğidin yârı,
O da sevdiğine nazınan gelir.

Yiğide yiğitlik veren hep varlık,
Bizi kötü eden kör olsun yokluk.
Sen seni sarpa vur kınalı keklik,
Bey oğlu üstüne bazınan gelir.

Karac'oğlan der ki: Yolundan kalma,
Her yüze güleni dost olur sanma.
Ecelden korkup da sen geri durma,
Yiğidin alnına yazılan gelir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜRÜ BEHEY BULGAR DAĞI!


Yürü behey Bulgar Dağı!
Senden yüce dağ olma mı?
Sende yaylayan güzelin,
Yanakları ağ olma mı?

Bulgar Dağı iki çatal,
Arasında güller biter.
Bir yiğide bir yâr yeter,
İki seven del'olma mı?

Bular Dağı pare pare,
Kim'al giyer, kimi kare.
Selâm eylen nazlı yâre,
Ayrılanlar bir olma mı?

Yol üstünde iki hanlar,
Hani sana konan canlar?
Sevip sevip ayrılanlar,
Yanıp yanıp kül olma mı?

Karac'oğlan, seni gördüm,
Düşümü hayıra yordum.
Bugün güzellere sordum,
Bencileyin kul olma mı?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜKSEK YÜKSEK UÇAN GÜZEL TURNALAR


Yüksek yüksek uçan güzel turnalar,
Aman Bağdat size Hasan geldi mi?
Yeşil yeşil turnalara karışmış,
Gökte aranıza Hasan geldi mi?

Hünkarın önünde giden solaklar,
Gayet çok yalvardım geçmez dilekler.
Cennet kapısında olan melekler,
Bakın aranıza Hasan geldi mi?

Karadır Hasan'ın kalem kaşları,
Mah yüzüne dökmüş siyah saçları.
Mısr ilinden gelen çavuş başları,
Mısır illerine Hasan geldi mi?

Hünkar'ın önünde şol giden vezir,
Önünde ardında kırk bin kul hazır.
Derya gözedici Hazreti Hızır,
Sorun deryalara Hasan geldi mi?

Karac'oğlan der ki: Beyaz bileği,
Mevlam sevindirsin hayr ile seni.
Yedi iklim dört köşenin sultanı,
Padişahım sana Hasan geldi mi?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCESİNE ÇIKTIM SEYRAN EYLEDİM


Yücesine çıktım, seyran eyledim,
Güzeller içinde gördüm bir gelin.
Nasıl methedeyim böyle dilberi?
Başı ibrim ibrim telli bir gelin.

Altıma serdi de ipekten halı,
Önüme de koydu kaymağı, balı.
Seni gören yiğit n'eylesin malı?
Edepli, erkânlı, yollu bir gelin.

Hocasına verdim, dersini okur,
Bahçesine vardım, bülbüller şakır.
İbrişim almış da halılar dokur,
Şal kuşaklı, ince belli bir gelin.

Öğer Karac'oğlan, sevdiğin öğer,
Altın saç bağı da topuğun döğer.
Ay ile bahsetmiş, gün ile doğar,
Cennet-i âlâ da nurlu bir gelin.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCESİNDE NAMLI NAMLI KARIN VAR


Yücesinde namlı namlı karın var,
Seni yaylayacak zamanım dağlar!
Başından aşmaya yoktur takatim,
Kalmadı dizimde dermanım dağlar!

Yağar yağmur, mor sümbüller bitirir,
Yel estikçe kokuların getirir.
Sarı çiçek sarvan kurmuş, oturur,
Karışmış güllere çimenin dağlar!

Sarı çiçek sallanıyor naz ile,
Dem sürerdim on beşinde kız ile,
Şimdi öksüz kaldım kırık saz ile,
Ah ettikçe tüter dumanım dağlar.

Yaz gelir, illerin çözülür, konar,
Güzeller suyundan içip de kanar.
Küpeler kulakta mum gibi yanar,
Gördükçe artıyor imanım dağlar.

Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum,
Bağ, bahçe diktim de meyve yetirdim.
Alnı top perçemli yavru yitirdim,
Bir köşende kaldı gümanım dağlar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCEDEN Mİ GELDİN SEN SEHER YELİ?


Yüceden mi geldin sen seher yeli?
Daha dostum kapılarda gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?

O ne dedi, sen ne dedin varınca,
"Oğlan, âşık mısın?" dedi görünce.
El kavşurup divanına durunca,
Daha dostum eskisinden güzel mi?

Kolda götürürdüm yavru baz gibi,
Yüzerim göllerde boymul kaz gibi.
Bahçende açılan top nergis gibi,
Toplar toplar dost zülfüne dizer mi?

Karac'oğlan, gider kendi yoluna,
Çiğ ibrişim pek yakışır beline.
Divitin, kalemin almış eline,
O dost bizi defterine yazar mı?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCE DAĞLAR NE KARARIP PUSARSIN?


Yüce dağlar ne kararıp pusarsın?
Aştı derler nazlı yâri başından.
Oturmuş derdime dert mi katarsın?
Âlem sele gitti gözüm yaşından.

Balta değsin, ormanların kurusun,
Gazel olsun, yaprakların çürüsün.
Top top olsun geyiklerin yürüsün,
Avcıların avın alsın peşinden.

Sarp kayalarını taşçılar delsin,
Tomurcuk gülleri yad eller dersin.
Yârin emaneti var, senin olsun,
Sakla dağlar boranından, kışından.

Fenasın da Karac'oğlan, fenasın,
Od düşe de, döne döne yanasın.
Yüce dağlar, sen de bana dönesin,
Ayrılasın yareninden, eşinden.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCE DAĞLARINDAN AŞTIM


Yüce dağlarından aştım,
Yâr senin aşkına düştüm.
Kız göğsünden düğme seçtim,
Turunçların gördüm bugün.

Dağıtmışsın kuşlarını,
Bağışladım suçlarını.
El değmedik döşlerini,
Okşaladım sevdim bugün.

Kız sevdiğim adlarını,
Göremedim budlarını.
İnce beyaz kollarını,
Kız boynuma sardım bugün.

Karac'oğlan, haylamadan,
Aşk deryasın boylamadan,
Kavli karar eylemeden,
Ben payımı aldım bugün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCE DAĞLARIN BAŞINDA


Yüce dağların başında,
Birim birim duman şimdi.
Sevişmesi hoştur ama,
Ayrılması yaman şimdi.

Şimdi kömür gözlüm çıkar,
Çıkar da yollara bakar.
Aşığın odlara yakar,
Boyu servi revan şimdi.

Neler ettin behey felek!
Behey yeşil donlu melek!
Hasretinden oldum helek,
Dardır başa cihan şimdi.

Gülün çevresi har m'ola?
İşim de ah ü zar m'ola?
Acep bizi anar m'ola?
O kaşları keman şimdi?

Ben yavruyu tanır idim,
Yoluna can verir idim.
Bir görmesem ölür idim,
Gör n'işledi zaman şimdi?

Karac'oğlan, yâre vardım,
Açılan güllerin derdim.
Gelmekliğe ikrar verdim,
Sözüm oldu yalan şimdi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCE DAĞLAR BİR SUALİM VAR SANA


Yüce dağlar, bir sualim var sana,
Aştı m'ola kömür gözlüm başından?
Yanılıp derdime derman katarsın,
Dünya sele gitti gözüm yaşından.

Yapını kayalar, taşçılar delsin,
Tomurcuk güllerin hoyrata kalsın,
Evvel bizim idi, al senin olsun,
Sakla dağlar boranından, kışından,

Kırmızı donumu karaya bandım,
Yürü yalan dünya senden usandım.
Aşkın ateşinde kül oldum, yandım,
Felek senin ihmal, imhal işinden.

Ey karadağ, melil melil kalasın,
Ateş düşe cayır cayır yanasın.
Dilerim Allah'tan bana dönersin,
Ayrılasın gül memeli eşinden.

Karac'oğlan der ki: Gönül sıralar,
Sızılaştı sinemdeki yaralar.
Beni bundan ancak ölüm aralar,
Ayrı düştüm yarenimden, eşimden.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÜCE DAĞ BAŞINDA DURAN GÜZELLER


Yüce dağ başında duran güzeller,
Ne parlaşırsınız kar gibi gibi?
Sizin sevdanıza düştüm düşeli,
Yanıyor yüreğim kor gibi gibi.

Ak eline al kınalar yakarsın,
Mor beliği koluncuna dökersin,
Kaş altından melil melil bakarsın,
Azıcık da gönlün var gibi gibi.

Bülbülün figanı şu gonca güle,
Sineme vurdular bir azgın yara.
Çaldım tırnağımı getirdim ele,
Çekinme sevdiğim tor gibi gibi.

Her gelip geçeni âşık sanırsın,
Âşık olsan ateşime yanarsın.
Her ne dersem, yüzün öte dönersin,
Bir başka sevdiğin var gibi gibi.

Karac'oğlan der ki: Ya ben ne derim?
İkrarverdim, ikrarımı güderim.
Bir gün sabah, burda kalmaz giderim,
Gel gitme sevdiğim der gibi gibi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YUNMUŞ ARINMIŞ AYNANOZ GÖLÜ'NDE


Yunmuş, arınmış Aynanoz Gölü'nde,
Işılaşır gider siyah telleri,
Giyinmiş, kuşanmış ne hub salınır,
Kemer sıkıştırmış ince belleri.

Aşağıdan beri Tıdık Deresi,
Saklı durur bu sinemin yarası,
Türkmen kızı bizlen açtı arası,
Yeşil ile dolu Sacur gölleri.

Tığlaşmış gamzesi, kâr eder cana,
Benim yârim benzer hörü, gılmana.
Şu Antep ilinde serv-i zamana,
Orda eser bad-ı saba yelleri.

Suboğaz köyünden ettik bir sökün,
Arkan koca duttur, sen ben sakın.
Araban ilinden bir çiçek sokun,
Çok olur orların gonca gülleri.

Gel benim karşımda salın bir zaman,
Bizi mecnun etti bir kaşı keman.
Hısnımansur derler o Adıyaman,
Oradan Tevcik'in geçti yelleri.

Çit ile çimende yaylanı yayla,
Bizi Yaradan'ın fermanı böyle.
Seher vakti kalkıp bir hoşça söyle,
Anar m'ola Karac'oğlan dilleri?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YOLUM DÜŞTÜ SİZİN ELE


Yolum düştü sizin ele,
Bulağ üste duran kızlar.
Kına yakmış kara tele,
Zülfü tel tel buran kızlar.

Seyrim düştü ala göze,
Şeker şerbet şirin söze.
Bir maşraba su ver bize,
Aşığını yoran kızlar.

Seher geldim size sarı,
Üzdürme gönlümü bari.
Leyli yol etmiş pınarı,
Yurdum oldu aran kızlar.

Ağlar iken güldürürsüz,
Gözyaşımı sildirirsiz.
Ahır beni öldürürsüz,
Yay okunu kuran kızlar.

Mailim yarin kaşına,
Olaydım onla aşına.
Karac'oğlan'ın başına,
Yağdırdınız boran kızlar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİNE GÖRÜNDÜ GÜNDEŞLİ OVASI


Yine göründü Gündeşli Ovası,
Hani sana konan akça melekler?
Görem dedim nazlı yârin boyunu,
Göremezsem bu dert beni helekler.

Dostum yemenisin belden bürünür,
Etekleri yere düşmüş sürünür,
Kömür gözler badal badal görünür,
İflâh etmez, bu dert beni helekler.

Bir çift suna gördüm gölde, gölekte,
Altın küpe şan veriyor kulakta.
O yâr benim olsa dünya, felekte,
Dolansa boynuma ince bilekler.

Gölde bir çift kuğu ile kaz gördüm,
Yine yenilendi şu eski derdim.
Karac'oğlan der ki: Avlağım, yurdum,
Issız kaldı av ettiğim salaklar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİNE GELDİ BAHAR DEMİ


Yine geldi bahar demi,
Yaz ayları şimden geri.
Güz gününün bulanığı,
Çağlar akar şimden geri.

Katar katar oldu göçler,
Donun geydi her ağaçlar.
Deli deli öten kuşlar,
Diller bağlar şimden geri.

Her ağaçlar geyer donun,
Bülbüller artırır ünün.
Koç yiğitler de vatanın,
Anar ağlar şimden geri.

Meste Karac'oğlan meste,
Var derdine derman iste.
Kavuşturur dostum dosta,
Yayla yollar şimden geri.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİNE ESTİ MUHABBETİN YELLERİ


Yine esti muhabbetin yelleri,
Attım, hoş geliyor falı yavrunun.
Vardı sana uğradı mı yolları?
Parlayıp gidiyor eli yavrunun.

Ayın on dördüne benzer cemali,
Yari görmeyeli del'oldum deli.
Ak topukta şan veriyor halhalı,
Akkale'den aşar yolu yavrunun.

Ekbez'de batak olmuştur, konulmaz,
Kalbur'un belinde karar alınmaz.
Aradım cihanı, misli bulunmaz,
Irgalar saç bağın beli yavrunun.

Akkale'den uğradın mı Çınar'a?
Kon Kazanpınar'da, zülfünü tara.
Şimdi kömür gözlüm Konur Dağı'na,
Düzülmüş çığları teli yavrunun.

Bugün geçtiğimiz Keban'ın suyu,
İncedir belleri, usuldur boyu.
Bugün konalgamız Meryemşil Beli,
Oğul balı verir dili yavrunun.

Sabahtan kalkar da,Çinçin'i geçer,
Vurur deli gönül, kaynayıp coşar.
Yüklenmiş yükünü Göksun'a çıkar,
Göksun'da Çalpayız Gölü yavrunun.

Karac'oğlan, bırak gam ile yası,
Ne hoş olur şu dağların havası.
Yarin konalgası Söğüt Ovası,
Ekbez ekbez olmuş eli yavrunun.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİNE DUMANLANDI DAĞLARIN BAŞI


Yine dumanlandı dağların başı,
Acep yavrumun da ili kış m'ola?
Küçücükten belasını çektiğim,
O da benim gibi gözü yaş m'ola?

Naçar kaldım şu yaruyu öğmeden,
Çözemedim ak göğsünü düğmeden,
Emsem dudağını kimse duymadan,
Erinde, gecinde bana eş m'ola?

Şu yerlerde benim yavrum bir gezer,
Döküp ak gerdana zülfünü dizer,
Çıkar, yücelerde salınır gezer,
Ceyran yavru güzellere baş m'ola?

Karac'oğlan der ki: Bu böyle olmaz,
O yârin ettiği yanına kalmaz.
Bir senedir bana selâmı gelmez,
Yoksa imansızın bağrı taş m'ola?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİNE BİR SEVDA GELDİ SERİME


Yine bir sevda geldi serime,
Komazlar ki gidem kendi yoluma.
El uzatman benim gonca gülüme,
Allı turnam, harman dalı döndü mü?

Sarı edik geymis koncu dizinde,
Arzumanım kaldı ala gözünde.
Böyle güzel m'olur köylü kızında?
Allı turnam, harman dalı döndü mü?

Yiğitleri vardır, ata binerler,
Soğuk sulu yaylalara konarlar.
Toprak tutmaz diye geri dönerler,
Allı turnam harman dalı döndü mü?

Arap ata biner, hep yarışırlar,
Cirit oynarlar da, ok atışırlar,
Yine bir gün gelir, yan bakışırlar,
Allı turnam harman dalı döndü mü?

Karac'oğlan seni çağırır yine,
Yiğit olan hançer sokar beline.
Arzulayıp gider Bağdat çölüne,
Allı turnam harman dalı döndü mü?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YİĞİDİN İY'SİNİ NEDEN BİLEYİM?


Yiğidin iy'sini neden bileyim?
Yüzü güleç, kendi yaman olmalı.
Kasavet serine çöktüğü zaman,
Gönlünün gamını alan olmalı.

Benim sözüm yiğit olan yiğide,
Yiğit olan muntazırdır öğüde.
Ben yiğit isterim fırka dağıda,
Yiğidin başında duman olmalı.

Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar,
Düşmanı görünce, ayağa kalkar,
Kapar mızrağını, meydana çıkar,
Yiğidin ardında duran olmalı.

Safi güzel olan, şu bazı kötü,
Yiğidin densizi iy'olmaz zati, ,
Gayet durgun ister silâhı, atı,
Yiğit el çekmeyip viran olmalı.

Karac'oğlan der ki: Çile çekilmez,
Hozan tarlalara sümbül ekilmez,
Sak yabancı ile başa çıkılmaz,
İçinden sıdk ile yanan olmalı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YILDIZLAR DOĞAR AY İLE


Yıldızlar doğar ay ile,
Âlemi tutar nur ile.
Kavlimiz var o yâr ile,
Seher yıldızı yıldızı.

Sensin yıldızların şahı,
Sen de seversen Allah'ı,
Severim seni billahi,
Ülker yıldızı yıldızı.

Parmağında hatem yüzük,
Kolunda altın bilezik,
Boynun eğmiş durur yazık,
Seher yıldızı yıldızı.

Evleri var ev yerinde,
Köyleri var köy yerinde.
Bedir olmuş ay yerinde,
Ülker yıldızı yıldızı.

Bana Karac'oğlan derler,
Bal ile kaymağı yerler.
Sana kervan kıran derler,
Seher yıldızı yıldızı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YIKILASI ŞU DAĞLARIN ARDINA


Yıkılası şu dağların ardına,
Aşıp gider bir gözleri sürmeli.
Cennet-i alada bir gül açılmış,
Kokar gider bir gözleri sürmeli.

Kuru kütük yanmayınca tüter mi?
Ak memede çifte benler biter mi?
Vaktı gelmeyince bülbül öter mi?
Ötüp gider bir gözleri sürmeli.

Deniz kenarında avlarlar avı,
Kılavuz ederler telli turnayı.
Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi,
Çözüp gider bir gözleri sürmeli.

Karac'oğlan kalem alır destine,
Selam verir yarenine dostuna.
Beyaz topuk sandal tuman üstüne,
Değip gider bir gözleri sürmeli.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YETER OLSUN


Yeter olsun, yeter olsun,
Çok ağlattın, yeter olsun.
Turalanmış sırma saçın,
Çözen benden beter olsun.

Karadır kaşların, kara,
Kirpiklerin açtı yara.
Beni işimden avare,
Eden benden beter olsun.

Yavru geçersen elime,
Çekerim seni yemine.
Benim şimdiki hâlime,
Gülen benden beter olsun.

Karac'oğlan, genç yaşıma,
Cihan oldu dar başıma.
Bu ayrılık ataşına,
Yakan benden beter olsun.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YERYÜZÜNÜN DAMARLARI DURULUR


Yeryüzünün damarları durulur,
Gökyüzünün yıldızları derilir,
Semanın arşına direk vurulur,
Dur bakalım canım, gökler kalır mı?

Ay ile günün doğduğun bilirler,
Bir karanlık yerde sual verirler,
O ağızsız, dilsiz yatan ölüler,
Dur bakalım canım, sağlar kalır mı?

Güneş ilk akşamdan doğar, dolanır,
Tövbe kapıları o an kapanır.
Hallac Mansur payın alır, salınır,
Dur bakalım canım, dağlar kalır mı?

Cennet, cehennemi yoktur diyenler,
El hakkını alıp, haksız yiyenler,
Al, yeşil konaktan hükmeyleyenler,
Dur bakalım canım, beğler kalır mı?

Karac'oğlan, her sefayı biliyor,
Sualciler yedi yerde soruyor.
Yetmiş'ki millet bir araya geliyor,
Dur bakalım canım, mahşer kalır mı?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK


Yeşil başlı gövel ördek,
Uçar gider göle karşı.
Eğricesin tel tel etmiş,
Döker gider yâre karşı.

Telli turnam sökün gelir,
İnci, mercan yükün gelir.
Elvan elvan kokun gelir,
Yâr oturmuş yele karşı.

Şahanım var, bazlarım var,
Tel alışkın sazlarım var.
Yâre gizli sözlerim var,
Diyemiyom ele karşı.

Kanı Karac'oğlan, kanı,
Veren alır tatlı canı.
Yakışmazsa öldür beni,
Yeşil bağla ala karşı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çalar

YER ALTINDA SARI ÖKÜZ


Yer altında sarı öküz,
Kim bilir kaç yaşındadır?
Dört ayağı yer zulumat,
Bir sinecik peşindedir.

Kuyruğu omuza attı,
Kafası mağribe yattı.
Yetmiş bin melike tuttu,
Hikmet onun başındadır.

Dağlar kadar yer verirler,
Doymaz onu melillenir.
Bir yemeye pek az gelir,
Lezzet anca dişindedir.

Tüyü sarı, alnı sakar,
Daim gider Hakka bakar.
Silkinse dünyayı yıkar,
Dünya onun üstündedir.

Karac'oğlan söyler bunu,
Dağlar kadar kalın gönü.
Tutsam çifte koşsam onu,
Arzumanım eşindedir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YENİLE BİR HABER GELDİ SILADAN


Yenile bir haber geldi sıladan,
Eğer gerçek ise, büktü belimi.
Dediler ki: Nazlı yâri el aldı,
Kadir Mevlâm, nasip eyle ölümü.

Bir daha hiç yükseklerden uçmayım,
Uçarsam da kanadımı açmayım,
Muhannetin köprüsünden geçmeyim,
Coşkun sele uğratmayın yolumu.

Karac'oğlan, bu yerlerde gezmeyim,
Hançer alıp dertli sinem ezmeyim,
Senden gayrısına kuşak çözmeyim,
Şimdi neden bağlayayım dilimi?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ OLUR DAĞLARA ULU YOL OLUR


Yaz olur dağlara ulu yol olur,
Aşk olsun sılasına da gidene.
Bakın bahçedeki selvi fidana,
Allı Suna'm kalk gidelim yaylaya.

Yaz olur meşede ceran av olur,
Her sinekler bir alıcı kuş olur.
Sen gidersen yüreciğim dar olur,
Allı Suna'm kalk gidelim yaylaya.

Yola baka baka gözüm süzüldü,
Altın tas içinde kınam ezildi.
Kervan vardı Sarı Şeyh'e çezildi,
Allı Suna'm kalk gidelim yaylaya.

Gülek kalesinde bellidir yerim,
İçinde oturan ağa oğluyum.
Tekerek başı da tomurcuk güllüm,
Allı Suna'm kalk gidelim yaylaya.

Yanar m'ola Yanık Han'ın feneri?
Avcıları dolaşıyor Gülnar'ı.
Sana derim sana İğne Çınar'ı,
Allı Suna'm kalk gidelim yaylaya.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZIN GELDİĞİNİ NEDEN BİLEYİM


Yazın geldiğini neden bileyim,
Bülbül dikendedir, güller daldadır.
Eyyup'un teninden iki kurt kalmış
Biri sar'ibrişim, biri baldadır.

Ali, din uğruna sancağın açtı,
Dini bütünleri ayırdı, seçti.
Dünyadan yetmiş bin peygamber geçti,
Muhammed Mekke'de, Mehdi yoldadır.

Seyyit Gazi yolun diktiler nişan,
Deli gönlüm oldu şimdi perişan.
Tanrı kelamını her dem söyleyen,
İdris Cennet'tedir, Musa Tur'dadır.

Karac'oğlan der ki: Amanın aman!
Bürüdü dağları bir bölük duman.
Canım sağdır demek dünyada yalan,
Tenim teneşirde, salım eldedir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZIN GELDİCEĞİN NEDEN BİLELİM?


Yazın geldiceğin neden bilelim?
Gül açılmış, yaprakları solgundur.
Gece gündüz ah ü feryat eylerim,
Hiç demezler bir yosmaya vurgundur.

Kudretten karadır yârimin kaşı,
İnciye benziyor ağzının dişi.
Şu gelen güzel de dostun gelişi,
Süzülerek gelir, gözler yorgundur.

Oturaydım nazlı yârin dizine,
Doyup usanmadım şirin sözüne,
Taramış zülfünü, dökmüş yüzüne,
Top zülüfler ablak yüze uygundur.

Karac'oğlan der ki: Yoktur haneden,
Bana yardım eyle aman Yaradan!
Nasıl vazgeçeyim böyle sunadan?
Deli gönlüm bu yosmaya vurgundur.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZIN EVVEL BAHARINDA


Yazın evvel baharında,
Teferrücte gör elmayı.
Yel esip yere düşmeden,
Budağında kır elmayı.

Elmanın budağı ağlar,
Gözyaşı durmayıp çağlar.
Ağalar, beyler, paşalar,
Diz üstüne kor elmayı.

Mevlâm öğmüş de yaratmış,
Mor menekşe boyun eğmiş.
Yavrunun elleri değmiş,
Al, yüzüne sür elmayı.

Perşan gönlüm, perişan,
Elmadır âşığa nişan.
Elmasız yâre kavuşan,
Ah eder anar elmayı.

Karac'oğlan, kaynar, coşar,
Aşk dalgası boydan aşar.
Bir kötüye yolu düşer,
Kadrin bilmez yer elmayı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GÜNLERİ ÇAYIR ÇİMEN ÜSTÜNDE


Yaz günleri çayır, çimen üstünde,
Seken dilber beni mecnun eyledi.
Üsküfün aldırmış balaban gibi,
Bakan dilber beni mecnun eyledi.

Ben gül almam, tellerini eğmesin,
Gidi rakipler de ona değmesin.
Ak göğsün üstüne gümüş düğmesin,
Diken dilber beni mecnun eyledi.

Yanıl elmam eğip durur dalını,
Hak nasip eylesin, dersem gülünü.
Siyah zülfün mah yüzüne telini,
Döken dilber beni mecnun eyledi.

Deniz kenarında biter kumları,
Gökyüzünde uçar yâr turnaları.
Şu ala göze siyah sürmeleri,
Çeken dilber beni mecnun eyledi.

Karac'oğlan, her sözleri bal gibi,
Başına giydiği vala al gibi.
Yârim kara kaşlı, gonca gül gibi,
Kokan dilber beni mecnun eyledi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 8


Yaz gelip de beş ayları doğunca,
Selleri gördüm de bulandım bugün.
Lâlesi yetmiş de, sümbülü taze,
Gülleri gördüm de bulandım bugün.

İli göçmüş, ıssız kalmış yurtları,
Söyleyelim başa gelen hâlleri.
Kolu tor şahanlı yağız atları,
Elleri gördüm de bulandım bugün.

Kocaman ardıçlı, soğuk pınarlı,
Konup göçtükleri yayla baharlı.
Elleri mızraklı, kolu sıvalı,
Erleri gördüm de bulandım bugün.

Karac'oğlan der ki: Sırma sayalı,
Hiç aklımdan çıkmaz yârin hayali.
Başları ardıçlı, yalçın kayalı,
Dağları gördüm de bulandım bugün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 7


Yaz gelip de beş ayları doğunca,
O çayların kenarını sel alır.
İki güzel bir araya gelince,
Oğlan kıza nergis verir, gül alır.

Som gümüşten daha aktır bileğin,
Hak yoluna kabul olsun dileğin,
Yavaş yürü mavi donlu meleğim,
El ariftir, yürümekten hil'alır.

Haşarı da deli gönül haşarı,
Hayli oldu yâr sevdana düşeli.
Akmış zülfün ak gerdandan dışarı,
Esen yeller zülüfünden tel alır.

Karac'oğlan der ki: Gördüm bir güzel,
Sıdk ile bakıp da eyleme nazar.
Al, yeşil giymiş de daima gezer,
Arı konar, ak gerdandan bal alır.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 6


Yaz gelip de beş ayları doğunca,
Kıvrım kıvrım gider yolu yaylanın.
Lâlesi, sümbülü boynun eğişin,
Rayihası tatlı gülü yaylanın.

Aktı pınarları, suyu çağlıyor,
İnim inim güzelleri ağlıyor.
Çıkmış anası da seyran eyliyor,
Efesi sürgüne gitti yaylanın.

Engininden yükseğine çıkılmaz,
Kaplan girse meşelerin sökülmez.
Kumaş yüklü tor taylağın çekilmez,
Evleri sürgüne gitti yaylanın.

Eşeli de Karac'oğlan, eşeli,
Altı yıl oldu sevdana düşeli.
Üstü boz topraklı, kaplan meşeli,
Güzeli sürgüne gitti yaylanın.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 5


Yaz gelip de beş ayları doğunca,
Çiçekler açılır gülden ziyade.
Ben eski yârimden ayrı düşünce,
Şimdi birin sevdim ondan ziyade.

Bir kuşak kuşanmış, saçağı dizde,
Arzumanım kaldı böyle bir kızda.
Yarısı gerdanda, yarısı yüzde,
Sayılmaz benleri binden ziyade.

Selâm versen, selâmını alırım,
El bağlarım, divanına dururum.
Akibeti, yâr yoluna ölürüm,
Armağanım yoktur candan ziyade.

Karac'oğlan der ki: Ne salınırsın?
Cevahir pas tutar mı, silinirsin?
Ey kız, gözüme hörü görünürsün,
Atan sevmez seni benden ziyade.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 4


Yaz gelip de, beş ayları doğunca,
Boz bulanık akar kuru dereler.
Sen de benim gibi yârdan m'ayrıldın?
Göz göz oldu sinemdeki yaralar.

Ağlama sevdiğim, yine gelirim,
Güzeller içinde seni bulurum.
Bu dert bana hayır etmez, ölürüm,
Yiğidin sevdiği giysin karalar.

Benden selâm eylen kavli yalana,
İnanmam ağalar yüzü gülene.
Kefen kısmet olmaz güzel sevene,
Benim dostum yağlığına saralar.

Karac'oğlan der ki: Hazeller ile,
Döküldü yaprağım gazeller ile.
Bir davam da kaldı güzeller ile,
Ancak davamızı Mevlâm aralar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 3


Yaz gelip de, beş ayları doğunca,
Bahçelerde al kırmızı gül olur.
Bahçeler de ziynetine alışsın,
Elbet bir gün nazlı dosttan gel olur.

Sabahtan sabaha hüma kuşunun,
Vefası yok imiş kara kaşının.
Devleti başında olan kişinin,
Sevdiceği kendi ile bil olur.

Arılar da konmaz oldu pürene,
Şükür olsun bu sevdayı verene.
Sabahtan kalkıp da dostu görene,
Dostun saçı çığ örgülü tel olur.

Karac'oğlan der ki: Kaşların kara,
Kara kaş altında ben sıra sıra.
Çok varıp da gelme sevdiğin yere,
Ya muhabbet kalkar, ya bir hâl olur.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA - 2


Yaz gelip de beş ayları doğunca,
Akar boz bulanık selinden sakın.
Gurbet ilde kimse bilmez ahvalin,
Sen dur vatanında, ilinden sakın.

İnsanın kötüsü eylikten bilmez,
Kursaksıza öğüt versen de almaz.
İnsan çiğ süt emmiş, itimat olmaz,
Kapında hizmetkâr kulundan sakın.

Kötü insan doğru gitmez yoluna,
İyi insan hoş geçinir diline.
Elini suma ki yârin gülüne,
Dikeni var, batar, elinden sakın.

Karac'oğlan der ki: Eğle gönlünü,
Elinden bırakma nazlı yârini.
Kimse bilmez ahvalini, hâlini,
Yakınında olan komşundan sakın.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAZ GELİP DE BEŞ AYLARI DOĞUNCA


Yaz gelip de, beş ayları doğunca,
Açılmış bahçenin gülleri güzel.
Yaktı beni Fadime'nin nazarı,
Zülüften ayrılmış telleri güzel.

Elif'i dersen de, nazlıdır nazlı,
Esme'yi dersen de, sırf ala gözlü.
Söyletme Şerfe'yi, bülbül avazlı,
Söylüyor Zilha'nın dilleri güzel.

Emine'yi dersen, incedir ince,
Bağdat'ın, Mısır'ın gülleri gonca.
Ayşe'nin kaşı da kalemden ince,
Sevmeye Hörü'nün belleri güzel.

Döne, güzelliğin halka bildirir,
Kamer, pınardan da kabın doldurur.
Ayşe yürüyüşün beni öldürür,
Sevmeli Cennet'in boyları güzel.

Karadan da Karac'oğlan, karadan,
Sürün çirkinleri, çıksın aradan
Herkese sevdiğin verse Yaradan,
Sevdiğim Meryem'in benleri güzel.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAYLADAN İNERKEN BİR GÜZEL GÖRDÜM


Yayladan inerken bir güzel gördüm,
Ağlar melil melil, bilmem nedendir?
Ak yerine karaları başına,
Bağlar melil melil, bilmem nedendir?

Ağrır başım, kulaklarım çınılar,
Yaralarım göz göz oldu, yeniler.
Hastaların derdi vardır, iniler,
Sağlar melil melil, bilmem nedendir?

Kirmeni de kılıcımız kirmeni,
Taştan dönmez mızrağımın yalmanı.
Böyle imiş padişahın fermanı,
Dağlar melil melil, bilmem nedendir?

Karac'oğlan der ki: Dinlen sözümü,
Aşk yoluna yandırırım özümü.
Dökülmüş yaprağı, kalmış üzümü,
Bağlar melil melil, bilmem nedendir?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAVRU GÜZEL OLMAK İÇİN


Yavru güzel olmak için,
Yâre bir ben gerek, bir ben.
Âşık aklın almak için,
Yâre bir ben gerek, bir ben.

Hançerin almış desdine,
Beni öldürmek kasdine,
Beyaz gerdanın üstüne,
Yâre bir ben gerek, bir ben.

Sakın benli peri, sakın,
Çifte hamayili takın.
Gözün kuyruğuna yakın,
Yâre bir ben gerek, bir ben.

Karac'oğlan, çaresi ne?
Melhem vurun yaresine.
Mihrap kaşın arasına,
Yâre bir ben gerek, bir ben.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÂRİM SEHER YELİ KOKUN GETİRİR


Yârim seher yeli kokun getirir,
Al güllere misal top yanakların.
Aşıkın gönlüne nice gam verir,
Dermansız hastaya hap yanakların.

Karaman'dan nazlı yarim Konya'dan,
Geldik de ne bulduk yalan dünyadan?
O ak kollarını dola boynumdan,
Leblerime yoldaş yap yanakların.

Karac'oğlan Mevlam visal vermesin,
Şu gözlerim gördü turunç memesin.
Gönül ister yar şeftalin dermesin,
Eydür bana yarin öp yanakların.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÂRİM GÜLÜN DİKEN OLMUŞ


Yârim, gülün diken olmuş,
Budanmayı budanmayı.
Zlüflerin tel tel olmuş,
Taranmayı taranmayı.

Sevdiğim bağın dallanmış,
Dalında bülbül eğlenmiş.
Şeftalilerin ballanmış,
Sorulmayı sorulmayı.

Sevdiğim bahçen güllenmiş,
Sararmış gülün kocalmış.
Sayalı belin incelmiş,
Sarılmayı sarılmayı.

Karac'oğlan der: Durakmış,
Sevdiğim benden ırakmış.
Arada engel türemiş,
Görüşmeyi görüşmeyi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÂRE SELÂM SÖYLEN SEHER YELLERİ


Yâre selâm söylen seher yelleri,
Çıkıp şu yollara naz eylemesin.
Bağları ak güllü, derin gölleri,
Uçan turnalara kaz eylemesin.

Gurbet ilde bir silen yok yaşımı,
Kendim gider, kotarırım aşımı.
Yuvası içinde gönül kuşumu,
Gözyaşım akıtıp baz eylemesin.

Geçen olur şu yaylanın düzünü,
İlin, aşiretin çeker nazını.
Nazlı yârim sürmelemiş gözünü,
Suları ısıtıp yaz eylemesin.

Karac'oğlan der ki: Bre ağalar!
Firkat yolumuzu uç uca bağlar.
Yâre söylen, ona öğünsün sağlar,
Benim çok ömrümü az eylemesin.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÂR ELİNDEN BEN BİR DOLU İÇMİŞİM


Yâr elinden ben bir dolu içmişim,
Deli eder, sarhoş eder, benk eder.
Genç yaşında taze civan sevmeyen,
Dünyasından hayvan gelir bön gider.

Taşra çıkma yavrum yakar gün seni,
Sayamam gerdanında ben seni.
Bu gün yad ile gördüm ben seni,
Yoktum diye yemin eder and eder.

Benim yavrum ahvalinden bilirken,
Açılan güllerden irenk alırken,
Sabahın vaktında sudan gelirken,
Siyah zülüf ak gerdanda cenk eder.

Karac'oğlan der ki: Yeminin yalan,
Olur olmaz ile ayağa gelen.
Ahşam kavil verip, yatsıda dönen,
Yalancıdan iman gider din gider.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YÂRDA İNSAF YOKTUR, BENDE YOK DERMAN


Yârda insaf yoktur, bende yok derman,
Yazık ki, işlerim Allah'a kaldı.
Kaşları katlime yazıyor ferman,
Kanlı kirpikleri kalbime daldı.

Gözleri gönlüme zehir atıyor,
Zülüfü süngüdür, cana batıyor.
Şehit mezarında gönlüm yatıyor,
Sevda kılıncını boynuma çaldı.

Aman Karac'oğlan, aman, bunaldın,
Aşkın çöllerinde şaşırdın kaldın.
Bir püsküllü derdi başına aldın,
Bu azgın dert seni gurbete saldı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YANDIM KÖZE DÖNDÜM BEN ATEŞLERE


Yandım köze döndüm ben ateşlere,
Derdimle takıldım ben bir neştere.
Delindi ciğerim kapandım yere,
Beni kaldıracak el gerek bana.

Halden anlar isen haldaş olalım,
Gurbet gezdin ise yoldaş olalım.
Anasız babasız gardaş olalım,
Ucu yar zülfünde yol gerek bana.

Karacaoğlan der ki: Garip ellere,
Esip esip bize gelir yellere.
Ormalanmış yârin zülfü tellere,
Ona bağlayacak gül gerek bana.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YALANA DA DELİ GÖNÜL YALANA


Yalana da deli gönül yalana,
Yedi iklim dört köşeyi dolana.
Soğuk sulu yaylalarda sulana,
Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş.

Bayrak çekip padişahlık sürmedim,
Gurbet ilde inim inim inledim.
Kulak verdim dört köşeyi dinledim,
Arkam sıra kıybet eden çoğ imiş.

Başına bağlamış ibrişim puşu,
Her daim böyledir feleğin işi.
Tırnağın var ise başını kaşı,
Kardaştan kardaşa fayda yoğ imiş.

Karac'oğlan der ki: Yorup yormadan,
Usandım ben el işine yelmeden.
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden,
Az yaşayıp bir dem sürmek yeğ imiş.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

YAĞAN YAĞMUR, ESEN YELLER


Yağan yağmup, esen yeller,
Dosta karşı giden yollar,
Bülbülün konduğu dallar,
Sararır da solmaz imiş.

Tozar Arap atlar, tozar,
Dert üstüne dertler katar.
Alan yiğitten ah ü zar,
Daim ağlar, gülmez imiş.

Güvenirsen Hakk'a güven,
Murat almaz yüz çeviren.
Küçücükten bir yâr seven,
Artar ömrü, ölmez imiş.

Karac'oğlan, kalasına,
Karşı durdum belasına.
Bir güzelin sevdasına,
Düşmeyenler bilmez imiş.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

VARA VARA VARDIM OL KARA TAŞA


Vara vara vardım ol kara taşa,
Hasret ettin beni kavim, kardaşa.
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa?
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.

Nice sultanları tahttan indirdi,
Nicesinin gül benzini soldurdu.
Nicelerin gelmez yola yolladı,
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.

Karac'oğlan der ki: Kondum, göçülmez,
Acıdır, ecel şerbeti içilmez.
Üç derdim var, birbirinden seçilmez;
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ÜÇ GÜZEL OĞLU DER ŞÖYLE BİR YİĞİT


Üç güzel oğlu der şöyle bir yiğit,
Söylediği sözü yola getirir.
Yiğit olan, sırrın kimseye demez,
Kötü, kalbindekin dile getirir.

Yalnız git, yoldaş olma yüzsüze,
Selâm verme erkânsıza, yolsuza
Komşu olma namussuza, arsıza,
Akibet üstüne hile getirir.

Dilberin koynuna girsem, görmese,
Bir dilbere öğüt versem, almasa,
Bir yiğit kendi miktarın bilmese,
Akibet başına bela getirir.

Karac'oğlan der ki: Her sözüm haktır,
Yiğit olmayanın yalanı çoktur.
Cehennem yerinde hiç ateş yoktur,
Herkes ateşini kendi götürür.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ÜÇ GÜNLÜK FÂNİ DÜNYADA


Üç günlük fâni dünyada,
Ölmeden gülen öğünsün.
Beş vaktini de kazaya,
Komayıp kılan öğünsün.

Deryalarda oynar kayık,
Kimi şarhoş, kimi ayık.
Dünya fâni, insan konuk,
Demlerin süren öğünsün.

Metin Karac'oğlan, metin,
Yörük derler aşkın senin.
Kardeş kardeşin kıymetin,
Sağlıkta bilen öğünsün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

UYUMA HEY DELİ GÖNÜL UYUMA


Uyuma hey deli gönül uyuma,
Yahyalı'dan aşan evler görünür.
Sıvamış kolların, hep samur giymiş,
Maraş'ın arkası dağlar görünür.

Talebi de deli gönül talebi,
İnletiyor Adana'da dolabı.
Koç yiğit eğlencesi, koç çelebi,
Çevresi reyhanlı bağlar görünür.

Ilıktır da Akdeniz'in kenarı,
Orda belli koç yiğidin hüneri.
Yavşanlı'da olan koca çınarı,
Yel vurur, yaprağı parlar görünür.

Tunus Ovası'na her gelen çöker,
Yarın Çamurlu'ya yüz ordu konar.
Höyüklü yüksektir, bir duman döner,
Başı pare pare karlar görünür.

Küheylanı tavlasında çatılı,
Pohuru da, köşeği de katılı.
Çadırımız Şam ilinde tutulu,
Ortalık çadırlık beyler görünür.

Karac'oğlan der ki: Zatıdan zatı,
Yükledin de gitsin deveyi, atı.
Göçmek değil bizim ilin muradı,
Yâr ile gittiğim yollar görünür.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

UTUNU YOKLADIM, UTUN YOK İMİŞ


Utunu yokladım, utun yok imiş,
Yürü yalan dünya senden usandım.
Çok emekler verdim, hep zayi oldu,
Cesedim içinde candan usandım.

Ağırdır, kalkmıyor yükümün tayı,
Demirdir çekilmez feleğin yayı.
Aradım cihanı nazlı yâr deyi,
El içinde olan sözden usandım.

Kadalı, kavgalı şu benim başım,
Yüklendi barhanem, kaldı kardaşım.
Her daim akıyor gözümden yaşım,
Ağlama gözlerim, senden usandım.

Karac'oğlan der ki: Bize ne oldu?
Koynumuz köpüklü kan ile doldu.
Saatim ay oldu, günüm yıl oldu,
Gelip geçmez kara günden usandım.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

URYAN GELDİM İSE URYAN GİDERİM


Uryan geldim ise, uryan giderim,
Ölmemeye elde fermanım mı var?
Azrail gelmiş de can talep eyler,
Benim can vermeye dermanım mı var?

Dirilirler, dirilirler, gelirler,
Huzur-ı mahşerde divan dururlar.
Haramı var diye korku verirler,
Benim ipek yüklü kervanım mı var?

Er isen, erliğin meydana getir,
Kadir Mevlâm, noksanımı sen yetir.
Bana derler gam yükünü sen götür,
Benim yük götürür dermanım mı var?

Karac'oğlan der ki: İsmim öğerler,
Ağı oldu bildiğimiz şekerler.
Güzel sever diye isnat ederler,
Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ULU BEZİRGANIM KALKAR


Ulu bezirganım kalkar,
Tozlu yollar durulanır.
Koç yiğide düşen dilber,
Güller ile kurulanır.

Sabreyleyin sabır ile,
Zeval gelmez imiş kula.
Kötü bir taş atsa göle,
Kalkan ördek zarılanır.

Öter yavru kuşlar, öter,
Dert üstüne dertler katar.
Gelir bir engel, el atar,
Biten işler gerilenir.

Ağlar Karac'oğlan, ağlar,
Durmaz gözü yaşı çağlar.
Kar, buz tutmuş karşı dağlar,
Poyraz eser, arılanır.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

UÇUP UÇUP DAĞ SALINDAN GELİRSİN


Uçup uçup dağ salından gelirsin,
Gelişin nereden yalınız ördek?
Ben bilirim, bizim ilden gelirsin,
Söylesin bir kelâm diliniz ördek.

Ağlamışsın, gözyaşını sileyim,
Söyle, derdin neyse ben de bileyim.
Eğer yalınızsan yoldaş olayım,
Daha çok ırak mı iliniz ördek?

Ağlamışsın, gözlerinin yaşı ne?
Uğramışsın zemherinin kışına.
Alıcı kuş ile senin işin ne?
Ondan yaman olur hâliniz ördek.

Karac'oğlan der ki: Bir telin eğri,
Sağ yanın, sol yanın püskürme benli.
Boynunu çevirmiş bir yana doğru,
Kaynar pınar olsun yolunuz ördek.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

TURUNÇ MEMELERİN SEYRAN EDEYİM


Turunç memelerin seyran edeyim,
Kerem eyle ak göğsünü açındı.
Aç güzel göğsünü bayram edeyim,
Siyah zülfün mah yüzüne saçındı.

Piyadedir benim yarim piyade,
Kendi küçük amma aklı ziyade.
Kınalı ellerle konmaz mı bade,
Yar doldursa dese bana içindi.

Aşkın şarabını içip kandığım,
Divan'olup aşk oduna yandığım.
Yeter oldu yarim beni emdiğin,
Yeter oldu bir kere de kaçındı.

Karac'oğlan der ki: Ben de şaşmışım,
Uçkura varınca hadden aşmışım.
Adetim kurusun basa düşmüşüm,
Yar uyansa dese bana kaçındı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

TURNAM YAVRUSUN ALDIRMIŞ


Turnam yavrusun aldırmış,
Havada çığrışıp öter.
Her gün görürken yüzünü,
Ayda bir gördüğüm yeter.

Ne bakarsın melil olup,
İki elin yana koyup?
Dün gece seyrimde görüp,
Hayalin kurduğum yeter.

Benim sevdiğim mah diye,
Saçı sümbül, siyah diye,
Her gördükçe bir ah diye,
Sinemi döğdüğüm yeter.

Karac'oğlan, dünya fâni,
Veren Allah alır canı.
Dilberim sevmezse beni,
Ben onu sevdiğim yeter.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

TESTİSİNİ ALMIŞ PINARA GELMİŞ


Testisini almış, pınara gelmiş,
Terlemiş memeler, taze tomurmuş,
Has yaldız düğmeler çapraz vurulmuş,
Seherde göğsünü çöz kara gözlüm.

Ne bilir güzelin sevmesin ahmak?
Sevaptır güzelin yüzüne bakmak.
Bir fırsat bulup da yanaktan öpmek,
Can cefa götürmez tez kara gözlüm.

Yine dumanlandı yüzü havanın,
Gönlü büyük olur güzel görenin.
Tomurmuş memeli bir yâr sevenin,
Yüreği dol'olur köz kara gözlüm.

Sabahtan, seherden burdan geçersin,
Nispet için ak göğsünü açarsın.
Bir gün olur kollarıma düşersin,
Hayfımı alırım kız kara gözlüm.

Karac'oğlan der ki: Soyun soy ise,
İnce belin, uzun boyun boy ise,
Verdiğin öpüşün hepsi bu ise,
Vallahi, billahi az kara gözlüm.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

TERK EDEYİM SENİ HEY KAŞI KEMAN


Terk edeyim seni hey kaşı keman,
Vefası olmayan yârda nem kaldı?
Hiç mi yok sevdiğim göğsünde iman?
Beni Mecnun eden yârda nem kaldı?

Felek benden beter etsin hâlini,
Ben ölürsem yadlar sarsın belini.
Garip bülbül güle versin meylini,
Figanın arttıran yârda nem kaldı?

Akar gözüm yaşı, bir dem silinmez,
Ko başım sağ olsun, yâr mı bulunmaz?
O yârin yanında kadrim bilinmez,
Kadrimi bilmeyen yârda nem kaldı?

Karac'oğlan der ki: Severim candan,
Can esirgemezdim cananım senden.
İşittim, sevdiğim vazgeçmiş benden,
Giderim gurbete, daha nem kaldı?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

TAHTA OLUR EVLERİNİN YAPISI


Tahta olur evlerinin yapısı,
Dar olur da muhanetin kapısı.
Kadan alsın güzellerin hepisi,
Güzellerden sıdkım sıyrıldı gönül.

Ustalar yapar da her şeye yapı,
Yanımda olsa güzellerin topu.
Kadan alsın güzellerin hepisi,
Güzellerden sıdkım sıyrıldı gönül.

Kötülere gayret olmaz namusu,
Merhametli güzellerin kimisi.
Kadan alsın güzellerin hepisi,
Güzellerden sıdkım sıyrıldı gönül.

Karac'oğlan, güzellerin kolayı,
Oynarlar oyun, ederler sılayı.
Kadan alsın güzellerin alayı,
Güzellerden sıdkım sıyrıldı gönül.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞURDA BİR YAVRUYA MEYİL ALDIRDIM - 2


Şurda bir yavruya meyil aldırdım,
Alıp oynamalı sel kenarında.
Giyinmiş, kuşanmış türlü libası,
İnce kemer bağlı bel kenarında.

Yüzüne vurduğum sırmalı peçe,
O yâre ettiğim emekler hiçe.
Belki güzellerin kervanı geçe,
Baççıyım, beklerim yol kenarında.

Sırma sandım kirpiğini, kaşını,
Delik delik ettim sinem başını.
Uzatır boynunu, arar eşini,
Bir tek suna gördüm göl kenarında.

Karac'oğlan der ki: Salınıp gezme,
Gören âşıkların bağrını ezme.
Bal dudak üstüne altın hırızma,
İnciden diş gördüm dil kenarında.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞURDA BİR YAVRUYA MEYİL ALDIRDIM


Şurda bir yavruya meyil aldırdım,
Ağzımda lokmamı yiyemiyorum.
Bilmem deli miyim? Mecnun gezerim,
Sırrımı yadlara diyemiyorum.

Kısmet olup memelerin emdiğim,
Usul boyun, ince belin sardığım,
Gece gündüz ateşine yandığım,
Ben senin derdinden duramıyorum.

Leblerinden emdiceğim azıktır,
Çıkarma perçemin, gönlüm bozuktur.
Kınaman ağalar, bana yazıktır,
Yitirdim sevdiğim, bulamıyorum.

Karac'oğlan der ki: Dengim dengime,
Çuhalar giydirdim çifte benlime.
Bir bade doldurdu, sundu elime,
İçtim ama, ben de kanamıyorum.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞURDA BİR GÜZELE MEYİL EYLEDİM


Şurda bir güzele meyil eyledim,
Eğlenip orada kalasım geldi.
Başına sokunmuş gülü, nergisi,
El sunup ucundan alasım geldi.

Kız, niçin söyledin bana bu sözü?
Yüreğime koydun ateşi, közü.
Öpülür yanağı, çekilir nazı,
Yüzünü yüzüme süresim geldi.

Benim dostumun da karadır kaşı,
Arasan bulunmaz menendi, eşi.
Yaylanın karından ak beyaz döşü,
Yıkılıp üstüne ölesim geldi.

Karac'oğlan der ki: N'ettim, n'eyledim?
Ulu çaylar gibi coştum, ağladım.
Vefasız dilbere meyil bağladım,
Iradı yollarım, göresim geldi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞURDA BİR DİLBERE GÖNÜL DÜŞÜRDÜM


Şurda bir dilbere gönül düşürdüm,
Severim billahi, nic'olur olsun.
Varır kapısında kulluk eylerim,
Dökerim kanımı, nic'olur olsun.

Güzel yavru çıkmış tahta, sallanır,
Her öptükçe şirin dudak ballanır.
Öpülüp sevilen yâr güzellenir,
Emerim dillerin, nic'olur olsun.

Karac'oğlan der ki: Gurbet gezerim,
Nerde güzel varsa onu sezerim.
Baştan ayağa dek fitil dizerim,
Yakarım billahi, nic'olur olsun.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞUNDA BİR YAVRU GÖRÜNDÜ GÖZÜME


Şunda bir yavru göründü gözüme,
Överim demeye kadir değilim.
Ben onun ismine âşık olmuşum,
Severim demeye kadir değilim.

Hep güzeller seyrangaha çıkmışlar,
Onlar da birinin ahdin tutmuşlar.
Güzel sevenlere yasak etmişler,
Ben yasak tutmaya kadir değilim.

Garip bülbül gibi dala konarım,
Ağlatmaktan gayrı yoktur hünerim.
Şirin'im gitti, oduna yanarım,
Kimseye bakmaya kadir değilim.

Karac'oğlan der ki: Van'da gemimiz,
Süremedik devran ile demimiz.
Kal diye limandan gitmez gemimiz,
Limansız gitmeye kadir değilim.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞUNDA BİR DİLBERE HALIM ARZ ETTİM


Şunda bir dilbere halım arz ettim,
Nice bir ağlarsın, gül dedi bana.
"Bugün cellat oldum, girerim kana,
İnayetim yoktur, bil dedi bana.

Ulu sular gibi durulup akma,
Her gördüğün güzele meyl'le bakma!
Gerçek âşık isen, var elim çekme,
Ben seninim yârim, bil dedi bana.

Cahilin yanında kitap okunmaz,
Göz görmeyince de gönül çekinmez.
Şimden geri sana faydam dokunmaz,
Ölürsen, yoluma öl dedi bana.

Karac'oğlan der ki: Adı belliyim,
Hüma kuşu gibi yeşil donluyum.
Güzeller içinde ince belliyim,
Ara da bir yavru bul dedi bana.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ - 5


Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Şakıyıp gülmedim hey zalim felek.
Her ne tuttum ise aldın elimden,
Nice bir divane dolanam felek.

Eller göçün çekti, bense göçmedim,
Yar elinden dolu bade içmedim.
Bilmem hata ettim kusur işledim,
Cahilim kıymatın bilmedim felek.

Karac'oğlan der ki: Ezelden ezel,
Duruldu suyun da kazıldı mezer.
Ellere yar verdin el ele gezer,
Her daim bana mı garezin felek?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ - 4


Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Tas tas içtim ağuları sağ iken.
Kahpe felek vermez benim muradım,
Viran oldum, mor sümbüllü bağ iken.

Aradılar, bir tenhada buldular,
Yasladılar, şıvgalarım kırdılar.
Yaz bahar ayında bir od verdiler,
Yandım gittim ala karlı dağ iken.

Farımaz da deli gönül farımaz,
Akar gözlerimin yaşı, kurumaz.
Şimden geri benim hükmüm yürümez,
Azil oldum, güzellere beğ iken.

Karac'oğlan der ki: Bakın geline,
Ömrümün yarısı gitti talana.
Sual eylen bizden evvel gelene,
Kim var imiş, biz burada yoğ iken?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ - 3


Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Deli gönlümün düzeni bozuldu.
Felek tabancasın belden çekince,
Avlağım, sulağım, evim bozuldu.

Şu yalan dünyaya ezelden geldim,
Uyudum, uyandım hep mihnet gördüm.
Çınarlara belim verdim oturdum,
Çınar çürük imiş, kökten bozuldu.

Şu dünyanın iki imiş kapısı,
Geldi geçti ak günümün hepisi.
Mermer sandım, kerpiç imiş yapısı,
Yağmur yağdı, yapıları bozuldu.

Karac'oğlan der ki: N'eylesek gerek?
Bağları bağlara katsak mı gerek?
Herkes göçtü, biz de göçsek mi gerek?
Der iken, asrığım Şam'a çözüldü.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ - 2


Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Daha ne gelecek başıma benim?
Eğer sevdiceğim benim olmazsa,
Bakın şu didemin yaşına benim.

Yüküm kumaştandır, satamaz oldum,
Bir kötüye meyil katamaz oldum.
Kınaman komşular, yatamaz oldum,
Giriyor sevdiğim düşüme benim.

İkrar verdi, ikrarını güderim,
İkrarsız dilberi ya ben n'iderim?
Başım alıp diyar diyar giderim,
Düşerse sevdiğim peşime benim.

Karac'oğlan, yâri gördüm ıraktan,
Gözlerim dolmuştu kan ağlamaktan.
Korkarım sevdiğim zalim felekten,
Bir gün ağı katar aşıma benim.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ


Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Bir bağ dikip, meyve yetiremedim.
Kulağı küpeli, alnı perçemli,
Yârin gölgesinde oturamadım.

Bulandı da deli gönül bulandı,
Dolandı da dağı, taşı dolandı.
Bizim sürüye de bir kurt dadandı,
Değiştim yurdumu, kurtaramadım.

Arzular da deli gönül arzular,
Ağrıyor kemiğim, iliğim sızlar.
Ayrılalı ak körpecik kuzular,
Anasız yavruyu yatıramadım.

Karac'oğlan der ki: Fenadır fena,
Nice bir ateşte yüreğim yana?
Derdimin üstüne dert koydun yine,
Ağırdır şileğim, götüremedim.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU BİZİM İLLERİN ALCA PINARI


Şu bizim illerin Alca pınarı,
Eğildi suyundan içti bir gelin.
Elini, yüzünü yudu, oturdu,
Aradan perdeyi açtı bir gelin.

Allıdır şalvarının tor yolları,
Gayet ince düşmüş güzel belleri.
Halka halka olmuş zülfün telleri,
Tel tel edip ak yüzüne kor gelin.

O geline dedim, güzeller ağı,
Senin için dolandım karlı dağı.
Alayım da sana altın saç bağı,
Torla topla ince bele sar gelin.

Karac'oğlan öğer, yine de öğer,
Altın saç bağları topuğa değer.
Ay ile bahsetmiş, gün ile doğar,
Cenneti âlânın nuru bir gelin.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU BENİM AH EDİP AĞLADIĞIMI


Şu benim ah edip ağladığımı,
Sevgili yârime bildir ya Kerim!
Ömrümüz hod gelip geçmek içinde,
Ağlayan kulunu güldür ya Kerim!

Ben bilirim sevdiğimin izini,
Sürmelemiş kaşı ile gözünü.
Mevlâm nasip etse, görsem yüzünü,
Ahu zarım sana budur ya Kerim!

A sevdiğim nic'ayrılam yâr senden,
Ölmeyince nic'ayrılır can tenden.
Güzelim diye de kaçar ördemden,
O da bencileyin kuldur ya Kerim!

Karac'oğlan der ki: Yakıp, yandırma,
Şu goncadan gayrı elin sundurma.
Ölür oldum, Azrail'i gönderme,
Sevdiğime canım aldır ya Kerim!

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU DÜNYAYA GELEN ADEM OĞLANI


Şu dünyaya gelen adem oğlanı,
Allah Allah deyip ölse gerektir.
Çıkardılar cenazemi yumaya,
İmam namazımı kılsa gerektir.

İletip kodular beni sinime,
Gökteki melekler gelmez yanıma.
Ruhum çevrilip de girmez tenime,
Öldüğüm günleri bilse gerektir.

İlettiler kıl köprüyü geçmeye,
Gayri yolum yoktur dönüp uçmaya,
Uçmaklık olanlar gitti Uçmağ'a,
Günahkâr olanlar yansa gerektir.

Karac'oğlan der: Hey gidi ustalar!
Dua eylen geri dönsün hastalar.
Dünyada ettiğim gizli nesteler,
Hak katında ayan olsa gerektir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞU BENİM MEKÂNIM, ŞU BENİM YOLUM


Şu benim mekânım, şu benim yolum,
Aradım yuvayı, Bursa'da buldum.
Güzeller çok imiş, eğlendim kaldım,
Kokar menekşesi, gülü Bursa'nın.

Hak'tan m'olur bu yerlerin yapısı?
Evliya mekânı, murat kapısı.
Aldı beni güzellerin kokusu,
Kokar menekşesi, gülü Bursa'nın.

Hak nazar eylesin Pınarbaşı'na,
Gevher yağar toprağına, taşına.
Ulu camilerde kandil başına,
Altın fener yanar mumu Bursa'nın.

Karac'oğlan der ki: İnsem bağına,
Arkamı da verdim Keşiş Dağı'na.
Yüzüm sürdüm ak gerdanın ağına,
Kokar menekşesi, gülü Bursa'nın.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞOL SALINIP GİDEN DİLBER


Şol salınıp giden dilber,
Boyuna kurban olduğum.
Eğlen burda tanışalım,
Diline kurban olduğum.

Sabahtan uğradım yâre,
İşimden oldum avare.
Ayağın bastığı yere,
Tozuna kurban olduğum.

Soğuk sular akar dağda,
Mor menekşe biter bağda.
Sarılıp yatacak çağda,
Nazına kurban olduğum.

Karac'oğlan der ki: Daim,
Yâr ile nic'olur hâlim?
Anası bir katı zalim,
Kızına kurban olduğum.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞOL DERGÂHTAN DÖNSÜN YÜZÜM


Şol dergâhtan dönsün yüzüm,
Ölünce sevmezsem seni.
Kan ağlasın iki gözüm,
Ölünce sevmezsem seni.

Muradıma ermeyeyim,
Hak didarın görmeyeyim,
Gonca gülün dermeyeyim,
Ölünce sevmezsem seni.

Olsun hey efendim, olsun,
Her kişi ettiğin bulsun.
Gözlerim kanlı yaş dolsun,
Ölünce sevmezsem seni.

Sırrım âleme faş olsun,
Bağrımda biten taş olsun,
Gözlerim kanlı yaş olsun,
Ölünce sevmezsem seni.

Karac'oğlan olur mürde,
Sen düşürdün beni derde.
Muhtaç olayım namerde,
Ölünce sevmezsem seni.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

ŞEFTALİ İSTERİM MAHRUM GÖNDERME


Şeftali isterim, mahrum gönderme,
İki leblerinden, bir gerdanından.
Gönül Hak evidir, sakın söndürme,
İki leblerinden, bir gerdanından.

Her kande gidersem, seni bulurum,
Sarrafınım, kıymetini bilirim.
Sen bir bezirgansın, bacın alırım,
İki leblerinden, bir gerdanından.

Aklım aldın gözlerini süzeli,
Benzime düşmüştür ayva gazeli.
Sana derim behey dünya güzeli,
İki leblerinden, bir gerdanından.

Karac'oğlan der ki: Yârim gelirse,
Deli gönül istediğin bulursa,
Danışlarım icazetin olursa,
İki leblerinden, bir gerdanından.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SUYA GİDER BİR İNCECİK YOLLARI


Suya gider bir incecik yolları,
Kemer sıkmış ince düşmüş belleri.
Halka halka olmuş zülfün telleri,
Yine yolu yıkıp giden Emine.

Altının üstüne kandilli yazma,
Tülü maya gibi ığranıp gezme.
Ak göğsüne kara sayalar düzme,
Yine yolu yıkıp giden Emine.

Annacıma yine geldi şar ile,
Seni gören ölür ahü zar ile.
Karşımda salınır bir ilvan ile,
Yine yolu yıkıp giden Emine.

Karac'oğlan der ki: Güzelin bazı,
Daima her yiğit çekemez nazı.
Bir angıt oğlunun sürmeli kızı
Yine mi bağladın alı Emine?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SUYA GİDEN ALLI GELİN


Suya giden allı gelin,
Niçin böyle salınırsın?
Gelin bir su ver içeyim,
Gelin kimin gelinisin?

Kız: Su değildir senin derdin,
Görmek ise yeter gördün,
Oğlan burda çokça durdun,
Ağam gelir, döğülürsün.

Döğülürsem döğüleyim,
Söğülürsem söğüleyim.
Gelin sana kul olayım,
Ölürüm, kanlım olursun.

Kız: Yaylalara göçmedin mi?
Soğuk sular içmedin mi?
Güzel görüp geçmedin mi?
Beni görüp delirirsin.

Türlü yaylayı görünce,
Soğuk suları içince.
Kocayıp vaktin geçince,
Taşlar alıp döğünürsün.

Kız: Evlerinin önü solgan,
Ağamı görürsen korkan.
Telli perçemlisin oğlan,
Ne dedim ki darılırsın?

Karac'oğlan sana vurgun,
Döşlerin elmadan dolgun.
Sevindirdin beni bugün,
İnşallah cennet görürsün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SULTAN SÜLEYMAN'A KALMAYAN DÜNYA


Sultan Süleyman'a kalmayan dünya,
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün.
Nice bin senedir çürüyen canlar,
Hakk'ın emri ile dirilir bir gün.

Ne güzel yapıdır Cennet yapısı,
Çok aradım, görünmedi kapısı.
Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü,
Cehennem üstüne kurulur bir gün.

Karşıki dağlar da karlı dağ olsa,
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsa,
Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa,
Yakasız gömleğe sarılır bir gün.

Bu dünyada adem oğluyum dersin,
Helâli, haramı seçmeden yersin,
Yeme el malını, er geç verirsin,
İğneden ipliğe sorulur bir gün.

Gökte yıldızların önü terazi,
Ülker ile aşar gider birazı.
Yarın mahşerde de sorarlar bizi,
Hak mizan terazi kurulur bir gün.

Karac'oğlan der ki: Konup göçersin,
Ecel şerbetini bir gün içersin,
Sırat Köprüsü'nden sonu geçersin,
Amelin eline verilir bir gün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SUNAYI DA DELİ GÖNÜL SUNAYI


Sunayı da deli gönül sunayı,
Ben yoluna terk ederim sılayı.
Armağan gönderdim telli turnayı,
İner gider bir gözleri sürmeli.

Ateş yamayınca tütün mü tüter?
Ak göğsün üstünde çimen mi biter?
Vakti gelmeyince bülbül mü öter?
Öter gider bir gözleri sürmeli.

Sabahtan uğradım onun yurduna,
Dayanılmaz firkatine, derdine.
Yıkılası karlı dağlar ardına,
Aşar gider bir gözleri sürmeli.

Karac'oğlan, kapınızda kul gibi,
Gönül küsüverse ince kıl gibi.
Seherde açılmış gonca gül gibi,
Kokar gider bir gözleri sürmeli.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SULAR AKAR AĞ IRMAKTAN


Sular akar ağ ırmaktan,
İlik akar on parmaktan.
Öldüm yâre yalvarmaktan,
Kurtar, canım al Allah'ım!

Keskin idim bıçak gibi,
Salınırdım koçak gibi.
Vakti geçmiş çiçek gibi,
Sarardım, soldum Allah'ım!

Kasaplarda olur satır,
Ara yerden kalkmış hatır.
Ya yârimi bana getir,
Ya beni de sal Allah'ım!

Çağır Karac'oğlan çağır,
Taş düştüğü yerde ağır.
Kişi sevdiğinden soğur,
Kurtar canım al Allah'ım!

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SOR SANA CEVAP VEREYİM


Sor sana cevap vereyim,
Dahi namaz sorar mısın?
Hoca mısın bir bileyim,
Dahi namaz sorar mısın?

Yanan ocaktaki oddur,
Bilmeyene yavuz derttir.
Sabah namazı da dörttür,
Dahi namaz sorar mısın?

Kah ağlarım, kah gülerim,
Tanrı'dan hacet dilerim.
Öğleyi hod on kılarım,
Dahi namaz sorar mısın?

Namaz sorucu gel buldum,
Teftiş edip ben de bildim.
İkindiyi sekiz kıldım,
Dahi namaz sorar mısın?

Gözümden de akan yaştır,
Onu kılmak bize borçtur.
Akşam namazı da beştir,
Dahi namaz sorar mısın?

Aşıkların aklı çoktur,
Kılmayana namaz güçtür.
Yatsı namazı on üçtür,
Dahi namaz sorar mısın?

Kendimden hayran olurum,
Farzı, sünneti kılarım.
Bir yıllık namaz bilirim,
Dahi namaz sorar mısın?

Erenlerden ola himmet,
Yaradan Allah'a minnet.
Yedi bin sekiz yüz sünnet,
Dahi namaz sorar mısın?

Seksen altı bin yedi yüz,
Seksen bin tekbir ederiz.
Sen bu denli bilir misin?
Dahi namaz sorar mısın?

Bunda tamam oldu bu söz,
Bunu kimse okuyamaz.
Altı bin yüz yirmisi farz,
Dahi namaz sorar mısın?

Karac'oğlan otur ebsem,
Şimdi sende de var noksan.
Fitr vacip dahi bin seksen,
Dahi namaz sorar mısın?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SİNCAN KARYESİNDE GÖRDÜM BİR GÜZEL


Sincan karyesinde gördüm bir güzel,
Çeşit çeşit başcağızı bağlıdır.
Ne ben söyledim de, ne o açıldı,
Açılmadık dilceğizi bağlıdır.

Kahbenin kızı da, ne tez büyüdün?
Geçen gördüm, şu düğünde yok idin.
Ağlıyan yiğidi nasıl avuttun?
Avutmasın bilmez, daha yalvarır.

Salını salını karşıma çıktı,
Ak yâri görünce belimi büktü.
Eski derdimden de beş beter etti,
Doğrulmaz kametim bundan eğridir.

Karac'oğlan der ki: Konup göçülmez,
İyi, kötü birden bire seçilmez.
Denerim yolları, yârsız geçilmez,
Yârin alan, gidişinden bellidir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SIDK İLE BAKTIM DA GÜZELİN GENCİ


Sıdk ile baktım da güzelin genci,
Ağzının içinde dişleri inci.
Al Yusuf ayvası, Aydın turuncu,
Göğsü koşar gelir düğmeli gelin.

Utanma, perdeyi kaldır aradan,
Kusursuz yaratmış seni Yaradan.
Kaşın, gözün görünmüyor karadan,
Kaşları, gözleri sürmeli gelin.

Harami olmuş da yola inmişsin,
Öldürmüş âşığı, kana girmişsin.
Giyinmiş, kuşanmış güzel olmuşsun,
Güzellik kıymeti bilmeli gelin.

Karac'oğlan der ki: Bu size arzdır,
Güzeli methetmek boynuma farzdır.
Kara kaş altında sürmeli gözdür,
Âşığa başhişi vermeli gelin.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEYYAH OLDUM GEZDİM GURBET İLLERİ


Seyyah oldum, gezdim gurbet illeri,
Kâr etti bağrıma, yeter ayrılık.
Söyleyeyim başa gelen hâlleri,
Çok çektim, ölümden beter ayrılık.

Şu aşkın ateşi sönmüyor serde,
Ah çeker ağlarım gezdiğim yerde.
Ben burda kalmışım, dost gurbet elde,
Beni ilden ile atar ayrılık.

Ben terk eylesem de diyarı gurbet,
Âşıklar, sadıklar kavuşur elbet.
Dost ile bir saat yapsam muhabbet,
Sevdiğim, gözüme tüter ayrılık.

Gurbet ili bizim için yapmışlar
Çatısını çok muntazam çatmışlar
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık

Karac'oğlan der ki: Terkin verecek,
Ötüşür bülbüller, gonca gülicek.
Ben burda, yâr orda, böyle kalacak,
İster ölüm olsun, ister ayrılık.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDİĞİM ÜSTÜNE DÖRT LİBAS GİYMİŞ


Sevdiğim üstüne dört libas giymiş,
Bir kara, bir yeşil, bir al, bir beyaz.
Güzellere dört şey adet olunmuş,
Bir işve, bir cilve, bir eda, bir naz.

Ehildir, hüsnünü muhalif etme,
Mektebi irfandan bir kadem gitme.
Sana dört sözüm var, sakın unutma;
Bir öğren, bir öğret, bir oku, bir yaz.

Karac'oğlan der ki: Bahçene girdim,
Tomurcuk güllerin goncasın derdim.
Sevdiğim, göğsünde dört nişan gördüm,
Bir elma, bir ayva, bir nar, bir kiraz.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDİĞİM SENİN YÜZÜNDEN


Sevdiğim senin yüzünden,
Neler gelecek başıma?
Sunam seni çok severim,
Her gece giren düşüme.

Dostumu eller alacak,
Yârimi yadlar saracak.
Yakında gelin olacak,
Bakın gözümün yaşına.

Gidersem gayri göremem,
Yüzün görmezsem duramam.
Seni yadlara veremem,
Ağu katmam ben aşıma.

Karac'oğlan, bu olamaz,
Yârdan ayrılan gülemez.
Elimden kimse alamaz,
Eğer düşersen peşime.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDİĞİM SENDEDİR MAYANIN HASI


Sevdiğim sendedir mayanın hası,
Bağrımı deliyor çanının sesi.
Her sabah, her sabah göçün arkası,
Ağalar beyleri arzular gider.

Ulam ulam olmuş yatar yazılar,
Ceyran kovar gök boncuklu tazılar.
Başı hırızmalı, cepkenli kızlar,
"Hani yaylam?" der de arzular gider.

Havayı da deli gönül havayı,
Alıcı kuş yüksek yapar yuvayı.
Türkmen kızı katarlamış mayayı,
"Hani yaylam?" der de arzular gider.

Karac'oğlan der ki: Yürekte derdim,
Güzeli methetmek dilime verdim.
Sultan Hanım derler yârdan ayrıldım,
Yürektedir yaram der sızlar gider.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDİĞİM ARZIMI DEMEK'ÇİN SANA


Sevdiğim arzımı demek'çin sana,
Bülbülün dilinden dil gerek bana.
Şu bağrım kül oldu hep yana yana,
Onu söndürmeye sel gerek bana.

Yandım da yakıldım bu ateşlere,
Vardım da takıldım ben bir neştere.
Delindi ciğerim, kapandım yere,
Beni kaldıracak el gerek bana.

Haldan anlar isen, haldaş olalım,
Anasız, babasız kardaş olalım.
Gurbet gezdin isen, yoldaş olalım,
Ucu yâr zülfünde yol gerek bana.

Karac'oğlan der ki: Bayburt illeri,
Esip esip bize gelir yelleri.
Burmalanmış yâr yüzünün telleri,
Ona bağlayacak gül gerek bana.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDİĞİM ALTIN KADEHTEN


Sevdiğim, altın kadehten,
İçtikçe güzel olursun.
Al rengini mah yüzüne,
Saçtıkça güzel olursun.

Boyun bir servi semendir,
Âşığa cevrin yamandır.
Sevdiğim, bilmem nedendir,
Öptükçe güzel olursun.

Padişahsın, bil kendini,
Çöz güzel göğsün bendini.
Esirge derdimendini,
Koçtukça güzel olursun.

Padişahsan, hâlime bak,
Cümlemizi yaradan Hak.
Pehlu olmaya mani yok,
Sardıkça güzel olursun.

Karac'oğlan der ki: Eller,
Açıldı lâleler, güller.
Leblerinden akan ballar,
Emdikçe güzel olursun.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEVDA SEVDA DERLER BEHEY YARENLER


Sevda sevda derler behey yarenler,
Görmeyene bir acayip hal olur.
Varıp bir kız on yaşına girince,
Açılmadık bir tomurcuk gül olur.

On birinde mah yüzüne bakılır,
On ikide kızın kahrı çekilir,
On üçünde ak gül olur açılır,
On dördünde her bir yeri bal olur.

On beşinde sevda düşer başına,
On altıda eller girer düşüne,
On yedide gezer kendi başına,
Çok sallanma zülüflerin tel olur.

On sekizde gayet yüksekten uçar,
On dokuzda gözlerinden kan saçar,
Yirmisinde sevdiğinden vazgeçer,
Son deminde bir kötüye kul olur.

Karac'oğlan der ki: Bakalım yüze,
Mevlâm hub yaratmış o benler yüze,
Çokça heves etmiş kocamış kıza,
Naz etmesin bilmez küsgen gül olur.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHER YELİNİN ESTİĞİ


Seher yelinin estiği,
Esip bağrımı kestiği,
Ala gözlümün bastığı,
Yollar ben olsam, ben olsam!

Dolan deli gönül, dolan,
Akan sular gibi bulan.
Dostumun yüzünde olan,
Benler ben olsam, ben olsam!

Karac'oğlan, sözün söyler,
Dosta geçmedi dilekler.
Yâr bilezikli bilekler,
Kollar ben olsam, ben olsam.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERİNDEN KALKTIM BAKTIM


Seherinden kalktım, baktım,
Ceran inmiş düze gelin.
Eridim, su gibi aktım,
Can dayanmaz söze gelin.

Ala göze sürme çekme,
Başını bir yana eğme,
Sakın yücelere çıkma,
Dokanırsın göze gelin.

Hani, görünmez elleri?
Çok şirin söyler dilleri.
Baktım koynunda gülleri,
Açılmamış taze gelin.

Hani sevdiceğim, hani?
Yine unuttun mu beni?
Baş umudum bayram günü,
Belki gelir bize gelin.

Karac'oğlan, yâr görmeli,
Hâlin, hatırın sormalı.
El kınalı, göz sürmeli,
Gidiyon mu geze gelin?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çalar

SEHERDEN UĞRADIM DOSTUN KÖYÜNE - 2


Seherden uğradım dostun köyüne,
"Hoş geldin sevdiğim, in!" dedi bana.
Tomurcuk memesin verdi ağzıma,
"Yorgunsun sevdiğim, em!" dedi bana.

Benim yârim gelişinden bellidir,
Ak elleri deste deste güllüdür.
İbrişim kuşaklı, ince bellidir,
"İnce bellerimi sar!" dedi bana.

Benim yârim bana yalan söylemez,
Söylerse de gıybetimi eylemez.
El yanında ikrarını söylemez,
"Elleri uyut da gel!" dedi bana.

Mestine de deli gönül mestine,
Âşık olan gül gönderir dostuna.
Telli mahramasın attı üstüme,
"Terlersen sevdiğim, sil!" dedi bana.

Karac'oğlan, sırrın kime danışır?
Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır.
Ayrılanlar elbet bir gün buluşur,
"Ağlama sevdiğim, gül!" dedi bana.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERDEN UĞRADIM DOSTUN KÖYÜNE


Seherden uğradım dostun köyüne,
Güzeller başıma derilsin bugün.
Herkes nazlısını alsın yanına,
Şeftali pazarı kurulsun bugün.

Avlusunda öter kumrular, kazlar,
Çalınır ötede çalgılar, sazlar.
Zülfü top top olmuş gelinler, kızlar,
Bizim de davamız görülsün bugün.

Ben severim kara kaşın eğmesin,
Gönlüm almaz her güzeli sevmesin.
Çözüver sevdiğim göğsün düğmesin,
Tomurcuk memeler serilsin bugün.

Karac'oğlan der ki: Geçtim, oturdum,
Kollarımda bir çift şahan götürdüm.
Gittim, İstanbul'dan ferman getirdim,
Yiğit sevdiğine sarılsın bugün.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERDE UĞRADIM BÜLBÜL SESİNE


Seherde uğradım bülbül sesine,
Ötüşün bülbülü güle getirir.
Yiğit olan kimse saklar sırrını,
Kötü kalbindekin dile getirir.

Yoldaş olma, yolun bilmez yolsuza,
Komşu olma, sözün bilmez densize.
Meyil verme edepsize, arsıza,
Akibet ırzına hile getirir.

Bir körün gözüne girsem de olmaz,
Bir yiğide sırrım versem de olmaz.
Bir kötü dilim var, irahat durmaz,
Kötü dil başıma bela getirir.

Karaca'oğlan der ki: Müşkülüm hâlde,
Garip bülbül konar, öter mi dalda?
Çok keramet vardır şu tatlı dilde,
Del'olup gideni yola getirir.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERDE UĞRADIM BİR ADİL HANA


Seherde uğradım bir adil hana,
Dostum sultan olmuş ilin üstüne.
Cemalini gördüm, oldum divane,
Selâmına durdum yolun üstüne.

Seherde uğradım ben de bir gence,
Usuldur boyları, belleri ince.
Döküvermiş mor beliği kolunca,
Sarılaydım ince belin üstüne.

Ak imiş gerdanın, beyazdır kardan,
Alnın gevherdenmiş, cemalin nurdan,
Dişin sedeftenmiş, dudağın dürden,
Lebin kaymak çalar balın üstüne.

Bir kulun yok Karac'oğlan kadar,
Hüsnünün zekatı borcunu öder.
Kız, bakışın beni divane eder,
Sırmalar giymişsin alın üstüne.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERDEN UĞRADIM BEN BİR GÜZELE


Seherden uğradım ben bir güzele,
Her ne dedim ise, yoğ inen gider.
Uydurmuş yanına kendi menendin,
Sandım ki sadrazam tuğ inen gider.

Yel eser de, ışılaşır sırmalar,
Siyah zülfü mah yüzünü tırmalar.
Zamanede tülek olmuş turnalar,
Dizilmiş katara çiğ inen gider.

Murat derler, ben murada ermedim,
Binip aşk atına meydan almadım.
Güzel derler, böylesini görmedim,
Top zülüf gerdanda bağ inen gider.

Karac'oğlan der ki: N'eyledim size?
Çifte benler hûb yaraşmış mah yüze.
Dedim "Dilber, ben de yoldaşım size."
Dedi "Yiğit bizle del'olan gider!"

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SEHERDE UĞRADIM BEN BİR GELİNE


Seherde uğradım ben bir geline,
Bal bulaşmış dudağına, diline.
İkrar verdiceğin kavil yerine,
Salını salını gelmen mi gelin?

Salını salını gelir bir gelin,
Bizim köye uğramaz mı hiç yolun?
Güzel olan bilir dostunun halın,
İnsaflı kullardan olman mı gelin?

Yiğit olan yiğit dağda yaslanır,
Deli gönül böyle kalmaz, uslanır.
Yâr koynunda bir çift meme beslenir,
Birini yiğide vermen mi gelin?

Bülbül öter gonca gülün aşkına,
İkrar koysak, dayanmıyon beş güne.
Seni, beni Yaradan'ın aşkına,
Sinemi sinene sarman mı gelin?

Yürüdükçe ak bilekler sallanır,
Söyledikçe şirin diller ballanır.
Söylemen yiğide, belki gücenir,
Muhabbet halından bilmen mi gelin?

Karac'oğlan der ki: Odana varsak,
Eğlenip bir zaman orada kalsak.
El aman deyip de çokça yalvarsak,
O zaman bir ikrar vermen mi gelin?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SARI EDİK GİYMİŞ KONCU KISARAK


Sarı edik giymiş, koncu kısarak,
Gidiyor da birim birim basarak.
Anası hörü de, kızı besilek,
Emirler'den bir kız indi pınara.

Sarı edik giymiş, koncu dizinde,
Arzumanım kaldı ala gözünde.
Böyle güzel m'olur köylü kızında?
Emirlerden bir kız indi pınara.

Meles gömlek giymiş, vücudu nazik,
Kollarını sıkmış altın bilezik.
Aşnası kötüdür, ceyrana yazık,
Emirler'den bir kız indi pınara.

Karac'oğlan der ki: N'olup, n'olmalı?
Keten gömlek giymiş, kolu salmalı.
Anasın öldürüp kızın almalı,
Emirler'den bir kız indi pınara.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SARI ÇİÇEK SARVAN KURMUŞ NAZ İLEN


Sarı çiçek sarvan kurmuş naz ilen,
Aşıklar da keman ilen, saz ilen.
On beşinde yeni yetme kız ilen,
Seni yaylamanın zamanı dağlar.

Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur,
Yaz gelince taze otlar bitirir.
Bir yel eser rayihasın getirir,
Güllerin leylağa karıştı dağlar.

Türkmen evleri de çevrilir konar,
Güzeller suyundan içer de kanar.
Altın küpe kulakta mum gib'yanar,
Görüşün efkârım artıyor dağlar.

Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum,
Yaşım on beş idi, yüze yetirdim.
Kulağı küpeli bir yâr yitirdim,
Gümanım köşende kalıyor dağlar.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SANA DERİM SANA HUBLARIN ŞAHI


Sana derim sana, hubların şahı,
Soyunup koynuna girmedim mi ben?
Koynunda açılan tomurcuk gülü,
Senin iznin ile dermedim mi ben?

Sen de bensiz olamazdın bir zaman,
Sen de benim derdin, kim olmuş yaman?
Sözünde durmazsın hey kavli yalan,
Sana candan ikrar etmedim mi ben?

Bu sadık dostundan ne tez usandın?
Her münafıkın sözüne inandın.
Karac'oğlan da bilmez mi sandın?
Gizli sırlarına ermedim mi ben?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SANA DERİM SANA HEY OSMAN PAŞA


Sana derim sana, hey Osman Paşa!
Düşmanlara karşı duran mert olur.
Şahan kocasa da vermez avını,
Ta ezelden kurt eniği kurt olur.

Altı Arap atlı, hem mavi donlu,
Serdarlar serdarı, tepesi tuğlu,
Şah Bayezit ile ölçer boyunu,
Bu da bir gün kendisine dert olur.

Çıkayım da sarayıma, köşküme,
Can dayanmaz anberime, miskime,
Bineydim de kır atımın üstüne,
Göstereydim sana döğüş nic'olur?

Karac'oğlan der ki: Görünen dağlar,
Koç yiğit kavgasın görenler ağlar.
Öldüğüme kaygı etmen ağalar,
İman ile şehit giden mert olur.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SANA DERİM SANA EY AŞIK VELİ


Sana derim sana, ey Aşık Veli,
Bir name göndersem seçebilin mi?
Mevla'm seni kulum deyi yaratmış,
Boynuna farz olan beşi bilin mi?

Aşık Ali'm der sözlerim söküldü,
Müslim olan bir dereye döküldü.
Kabe-i şerife üç ev yapıldı,
Hangisi doludur, boşu bilin mi?

Aşık Ömer'im der derim vallaha,
Dilim ile zikrederim Allah'a.
Kabe-i Şerifte ol Beytullah'a,
Arş aladan inen taşı bilin mi?

Karac'oğlan der ki: Bu dünya yalan,
Gidenler gelmiyor inandım kalan.
Hazret-i Ali'ye car deyi varan,
Ayaksız yürüyen başı bilin mi ?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SANA DERİM SANA EY ACEM ŞAHI


Sana derim sana, ey Acem Şahı!
Üstüne mağribden asker geliyor.
Tahtını yıkıp da mülkün almaya,
Sultan Murat kalkmış kendi geliyor.

Otuz bindir "Hani meydan?" diyenler,
Seksen bin de sarı postal giyenler,
Doksan bini dahi serden geçenler,
Sultan Murat kalkmış kendi geliyor.

Sultan Murat uluların ulusu,
Hacı Bektaş velilerin velisi.
Altmış bin de Urum ili delisi,
Sultan Murat kalkmış kendi geliyor.

Genç Ali Paşa da bir ünlü vezir,
Yetmiş bin mızraklı yanında hazır.
Hak'tan imdat oldu, yetişti Hızır,
Sultan Murat Kalkmış kendi geliyor.

Karac'oğlan der ki: Cenge doyulmaz,
Can tatlıdır, tatlı cana kıyılmaz.
Ordusu yıldızdan çoktur, sayılmaz,
Sultan Murat kalkmış kendi geliyor.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SANA DEDİM ALLI GELİN HAS GELİN


Sana dedim allı gelin, has gelin,
Suya gider, sağ elinde tas gelin.
Yedi yıldır ben sevdana düşeli,
Kerem eyle, şu sevdamı kes gelin.

Zalim aşk elinden içmişim ağı,
Senin için dolanırım bu dağı.
Alam beliğine altın saç bağı,
Tak saçını, ince bele as gelin.

Ben seni severim, sen de seversen,
İnsan olman el sözüne uyarsan.
Çizme olam ayağına giyersen,
Ökçesin de çamurlara bas gelin.

Bir gül oldum, zemheride açıldım,
Açıldım da, kız koynunda geçindim.
Kumaş oldum, terzilerde biçildim,
Giyin, sarıl, ak tahtaya bas gelin.

Karac'oğlan der ki: Nic'olur hâlim?
Yoluna dökülsün olanca malım.
Giyin kutnu kumaş, karşımda salın,
Ko desinler, şu yiğidin şu gelin.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SALINI SALINI GİDEN BİR GÜZEL


Salını salını giden bir güzel,
Sana arz ediyim hallarımızı.
Eğer güzel, benim sözüm tutarsan,
Geri dödürelim yollarımızı.

Oğlan, sen kendini ileri atma,
Gizli sırlarını yadlara satma.
Bilip bilmediğin her yere gitme,
Yabancı deremez güllerimizi.

Sallanı sallanı geri gelirsin,
Aklımı başımdan alıp durursun,
Kahraman yiğide hayran olursun,
Bir kere göreydin illerimizi.

Oğlan, sen de m'oldun yüze gülücü?
Senin sözün ciğerimi delici.
Ben gök ördek olsam, sen bir alıcı,
Dokunsan alaman tellerimizi.

Karac'oğlan der ki: Kendimiz nerde?
Ah ü zârım kaldı şöyle bir kızda.
Âşıklar söylüyor, söz ağzımızda,
Yaradan söyletir dillerimizi.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SALINI SALINI GEL KIZ YANIMA


Salını salını gel kız yanıma,
Sallanıp gelişin benzer hanıma.
Sen ne diyon, aşkın benim canıma,
Del'ediyon, öldürmiyon ne fayda?

Döşüne vurmuşsun beyaz halıyı,
Ahmak buldun, söyletiyon deliyi.
Dilin ile doldurduğun doluyu,
Elin ile doldurmuyon ne fayda?

Beni görüp, yönün öte dönersin,
Bülbül gibi daldan dala konarsın.
Sen de benden daha beter yanarsın,
Utanıyon, bildirmiyon ne fayda?

Sallanı sallanı gel kız bostana,
Saçın telin vermem Arabistan'a.
Gün cemalin görem, yazam destana,
Sen kaşını kaldırmıyon ne fayda?

Karac'oğlan der ki: Giyinip kuşan,
Deli olurmuş da sevdana düşen.
Şu tombul memenden ver bana nişan,
Del'ediyon, öldürmiyon ne fayda?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SALINI SALINI VARDIM KÖYÜNE


Salını salını vardım köyüne,
Güzeller başıma derilsin diye.
Herkes sevdiğini almış yanına,
Şeftali pazarı kurulsun diye.

Odanda çalınır alışkın sazlar,
Kız seni görünce yüreğim sızlar.
Başıma toplanmış gelinler, kızlar,
"Şu bizim davamız görülsün!" diye.

Ala gözler ile kaşın eğmesin,
Gönlüm çekmez her güzeli sevmesin.
Sıkça dikmiş kız döşünün düğmesin,
Sıkmış memeleri gerilsin diye.

Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum,
Sağ yanımda yavru bazlar götürdüm.
Gidip İstanbul'dan ferman getirdim,
Herkesin sevdiği verilsin diye.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SALINI SALINI GELİR SEVDİĞİM


Salını salını gelir sevdiğim,
Ne de ırast geldik yol yola karşı.
Lisanı dür döker, lebleri kiraz,
Tatlı tanışalım dil dile karşı.

Bülbülüm, kekliğim öter kafesten,
Dudu kumruları aldırdım destten.
Yüzükler yaptırmış kaşı elmastan,
Kınalı parmaklar el ele karşı.

Ak eline al kınalar yakdırmış,
Kulağına elmas küpe takdırmış.
Cevahir misali toplar döktürmüş,
Mercanlı bilekler kol kola karşı.

Karac'oğlan der ki: Ganidir Tanrı'm,
Yardan ayrılmıyor bu cahıl gönlüm.
Gerdanı bir karış püskürme benlim,
Dökülmüş zülüfler tel tele karşı.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SALINIP SEYRAN YERİNE


Salınıp seyran yerine,
Çıkan dilber kiminsin sen?
Siyah zülfü mah yüzüne,
Döken dilber kiminsin sen?

Gel gidelim gülistana,
Bakalım bağa, bostana.
Bize mestane mestane,
Bakan dilber kiminsin sen?

Baktım gözüne, kaşına,
Benzettim hüma kuşuna.
Bizi hicran ataşına,
Yakan dilber kiminsin sen?

Senin methin eder diller,
Payine yüz sürer kullar.
Yanağın üstüne güller,
Sokan dilber kiminsin sen?

Karac'oğlan der: Varalım,
Önünde divan duralım.
İzin verirse, soralım,
Civan dilber kiminsin sen?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SAĞLIKTIR CİHANIN VARI


Sağlıktır cihanın varı,
Çok ağladım, kıldım zarı.
Dostlar, şu sevdiğim yâri,
Dün de görmedim, bugün de.

Gönül içinde gizli mi?
Hublar içinde nazlı mı?
Kaş çatma, ala gözlümü,
Dün de görmedim, bugün de.

Çözüp zülfünün bendini,
Yavıkladım kend'özümü.
Gül yanaklı efendimi,
Dün de görmedim, bugün de.

İşitin benim zarımı,
Kaçırdım elden yârimi.
Cihan içinde varımı,
Dün de görmedim, bugün de.

Karac'oğlan der ki: Kendi,
Aşk oduna düştü yandı.
Nerde idin hey efendi?
Dün de görmedim, bugün de.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN UĞRADIM TURNAYA, KAZA


Sabahtan uğradım turnaya, kaza,
Güle bülbül konmuş eder avaze.
Aman Mevlâm, aman kastetme bize,
Bülbülüm, ayırma gülümden felek.

Ezelden de ondurmadın kendimi,
Ben yaparım, sen yıkarsın bendimi.
Bana mı sınadın olan harbini?
Kime şekva edem elinden felek?

Ben de şu dünyada konup göçmedim,
Dost elinden dolu bade içmedim.
Kusurum bilmedim, hata işledim,
Kusur benden değil, dilimden felek.

Karac'oğlan der ki: Hak'tan bu nazar
Biçildi kefenim, kazıldı mezar.
Eller yârin almış, şad olup gezer,
Hemen kara yazın bana mı felek?

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN VARDIM DA YOLUNA DURDUM


Sabahtan vardım da, yoluna durdum,
Gül yüzünü yere yıktı da geçti.
"Sen kimin yârisin?" diye de sordum,
Bir cevap vermeden baktı da geçti.

Dilber nerde doğmuş, nerde illeri?
Ermeni mi, yoksa Rum mu dilleri?
Al yanakta açan gonca gülleri,
Bir hoşça gönlüme soktu da geçti.

Karac'oğlan der ki: Örülmüş başı,
Daha on beşine girmemiş yaşı.
Ok imiş kirpiği, yay imiş kaşı,
Atarak sinemi yaktı da geçti.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN UĞRADIM KIZA


Sabahtan uğradım kıza,
Boyu selvi dala benzer.
Yanında bir gelin vardı,
Al yanağı bala benzer.

Gelin hurilerden huri,
Kızsa meleklerden biri.
Gelin al çimenli koru,
Kız tomurcuk güle benzer.

Kız görmemiş daha gerdek,
Gelin yeşil başlı ördek.
Geziyor elinde bardak,
Kız turnada tele benzer.

Gelin güler için için,
Kız gelinin bulur suçun.
Gelin örselenmiş saçın,
Kızın saçı tele benzer.

Gelinin lebleri beste,
Kız eyledi beni hasta.
Gelin şeker, şerbet tasta,
Kız petekte bala benzer.

Gelin dedim, aktır yüzüm,
Hiç menendi yoktur kızın.
Karac'oğlan, ikinizin,
Kapınızda kula benzer.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR UŞAĞA


Sabahtan uğradım ben bir uşağa,
Hayran oldum belindeki kuşağa.
Döşeneli kutnu yüzlü döşeğe,
Beğenmez yastığı, kol ister gönül.

Irganayım ala beşik içinde,
Görüneyim güzellerin göçünde.
Kamalaklı kara ardıç içinde,
Kırmızı önlüklü yâr ister gönül.

Karlı karlı dağlarından aştığım,
Soğuk soğuk sularından içtiğim,
Elvan elvan düğmelerin çözdüğüm,
Şimdi ince bele kol ister gönül.

Bir selâm gönderdim küçücük dosta,
Yalınız yollasın gül deste deste.
Kalmışım gurbette, olmuşum hasta,
Yârin yaylasından kar ister gönül.

Karac'oğlan der ki: Ben de akayım,
Akayım da yâr bendini yıkayım.
Eğil güzel, al yanaktan öpeyim,
Yanağı gamzeli yâr ister gönül.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR GÜZELE - 8


Sabahtan uğradım ben bir güzele,
Yüzü de yaylanın karı mı bilmem?
Geri dönüp haberini almadım,
Surda bir kötünün yâri mi bilmem?

Geri dönüp haberini almadık,
El bağlayıp divanına durmadık.
Giyinmiş, kuşanmış gözler görmedik,
Al mı, yeşil mi, sarı mı bilmem?

Taramış zülfünü, açmış aynını,
Eğmiş kametini, bükmüş boynunu.
Ayva, turunç mekân tutmuş koynunu,
Kokar güller gibi, teri mi bilmem?

Bir âşığım, Karac'oğlan'dır adım,
Eridi karlar da, kalmadı tadım.
Verdiler güzeli, ben "almam" dedim,
Gezerim zararda, kârımı bilmem.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR GÜZELE - 7


Sabahtan uğradım ben bir güzele,
"Yürü ey günahkâr kul!" dedi bir kız.
"Bugün cellat olur, kıyarım cana,
Hemen yoktur imdat, bil!" dedi bir kız.

Güzeller önünde kitap okunmaz,
Göz görmeyince de gönül çekinmez.
"Var git oğlan, burda konuk eğlenmez;
İstersen derdimden öl!" dedi bir kız.

Benim sevdiceğim bülbül ünlüdür,
Ördek sıkmalıca, yeşil donludur.
Güzeller içinde katı bellidir,
"Tanı da, boyumdan bil!" dedi bir kız.

Benim sevdiğimin adı bellidir,
Ak elleri deste deste güllüdür.
İbrişim kuşaklı, ince bellidir,
"Tanı da, belimden bil!" dedi bir kız.

Çıkabilsem Eyyubların dağına,
Canım kurban olsun göğsün ağına.
"Her sabah, her sabah kuşluk tavına,
Gel de muradını al!" dedi bir kız.

Karac'oğlan der ki: Güzel çağında,
Bir ateş yanıyor dostun bağında.
"Yatsının sonunda, sabah önünde,
Anam uyusun da, gel!" dedi bir kız.

Karacaoğlan

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.



Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı